Sayıklamalarım/ah yar yokluğun kucağımda acımı tırmalayan mırıldanmalarla ömür dehlizlerinde bir başına kalakalmışım!/ eskiyen yaralarıma benzemiyordun sardım sarmaladım öylesine candan içre bir serçeydin göğüs kafesime yuva yapan vazgeçerek inanmışlığımla iyileşirsek ölürüz sandım dar aldım boyun eğdim nefes alamadım gün geldi kükreyen göğün yağmuruyla sustuk öfkemizi çığlık olup biriktik çoğaldıkça susamaların susmalarıma ağladım nasıl da unuttum yarasına yandığım kaç yaramı gözyaşlarımla kuruttuğumu yapraklarını tek tek döken ağaca benziyordu kendimden vazgeçerek bahara kırılmalarım çırılçıplak buz kesiyordum sevmelerine üzerini örtemediğim yanlızlığımla gözlerime vuran düş kırıklıklarını topluyordum yastığımda duvarların sesisini duyunca başlıyordu hayat gül yara olunca darına sığamıyordu bülbül sen uyurken düşlerim kadar sınırsız gülüşlerim kadar içten bir annenin bebeğine eğilen şefkatli bakışlarıyla göğsüme aldığım sıcaklıkta iç geçiren bir aşkla... öperdim!... sude nur haylazca |
Selamlar, sevgiler.