çarşıbir başka cümle ise bu yeni bir defter tutmalıdır artık şair. eski bir sefarad ağlar kahkahalar boyunca içerimde en az istanbul kadar bedbaht en yaz istanbul kadar parlak anne anne güneş yağmur gibi yağar mı hay alnının tam ortasından öptüğüm hayat oyuncağına bunu bile yapar mı ya yağmur anneciğim? bir ispanyol kadının sesi kadar titrek yağar mı?/ taş kaldırımlarım bağ. çıktım hafifçe sola döndüm üç beş basamak. çok değil. tam sağımdaydı ve artık o ağaçtım. ki... ağaçlığımdan açlığımdan önceydi iki yaprak koparmıştım saçlarım için halıya düştü sonra. ahir bahara açılmış hâliydim hâlihazırda bakiresiydim pembenin tomurcuktum olmadığımca kadın olabildiğimce çocuktum çokluk hüzün/ yazlık sahil evinin verandasında inan... ince belli bardakta çaydım şekersiz ama huzur. iki yakası bir araya geldi işte adı hasret oldu koca şehrin ve iki yakası bir türlü bir araya gelememiş şu paçavra. şu çaput. şu sefil ruhun istanbul oldu adı anneciğim tuhaf değil mi? sence hayır. öyle mi öyle de böyle de hayat diyorsun yani. peki. peki rakının ettiğine ne diyorsun? saz elli kıza dargınken biraz içebildiğime ne? ne diyorsun kaptan köpeği koklamadan anlayabilişime şarkıyı kara saçlı ak kadının anlayışına mı kaldırdın ne yani... sen burada bile içmedin? orada içiyor musun. pes. dedi ki bırakmalıyız sigarayı yokuş ciğerimize koyuyor dedim ki bırakamayız bu sevda ciğerimizi oyuyor. ve dedi ki bir başka cümledir işte bu. anneciğim... çarşıya çıkmamız lazım. ah... JD |
üç şiirini okumamaışım bu 10 günlük arada
döktürmüşsün....
şiir adına seni tebrik ediyorum seni................
Zekeriya EFİLOĞLU tarafından 4/20/2008 6:25:25 PM zamanında düzenlenmiştir.