Acziyetimi sunduğum için ellerim yorgundur sevdalar karanlık akşamda kapısını kapar ben tövbe ederim kapı önünde zengin hayaller uzak diyarlara çıkarır selamımı peygamber duası gibi ıslanır dudaklarım amin demeye yüreğim çarpar gözlerim kelimelere aşık kalsın deniz incisi
Sihri yoktur yaşamanın denize vardığımda yalnızlığım sıcak dursun tarihe karşı çekilmiş fermuar hep beraber minderler bizi ziyaret ettiği gün de mahremdi mutluluk ayrıca saman kokulu bir dedenin çıkardığı yaprak binlerce yıla karşın ciddidir
niyetistan güneşi bekler ben tekrar inanmayı büyük şehirlerde mahalle kalıp
Göz dikemiyorum, yorgunumluğum bahane olmasaydı bahane bulmak uzun sürerdi kucak açardım başlayışına gözlerimdeki kırmızı çiçeğe istekli bakanlar bu mübarek nereden çıkıp geliyor ekmek nerede pişiyor ince kabarıklık, çıktığı yer de şu göç ne hafif kalıyor azla doyanın dünyası varsın ki yunus oturur sofrasına somuncu bereketidir kıvrık kirpiklerinde bakmaya doyamazsın adalete
Gökyüzü durduğu yer de gözlerimden başlarım bir sen olsa, ciğerlerimden dolarım bir bardak çay tutuşu ki, tek başına nebze yüreğindeki tuz basar insansızlığıma tasam seker gibi takılıdır tenim taşır gibi durağandır sevimsizliğim düdüğü nemlidir vapurun düşerken bir his ölmekten kötü bilmek de zor içimden geçirdim anca diner bu yangın mahzundur deyişim olmadık tat bırakıp dalgın sularda dikkat dağıtınca gözlerin keyifli bakar kuşlar nasıl biliyorlarsa öyle uçsunlar ve insanlar kadere boyun eğmeyi
on altı yıl geride duruyorum gül yasin alıp döneceğim sana
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'gül yasin' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'gül yasin' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
desene odan yağmurlu memleket