Mesele etme, bugünler de geçer, ölümü hoş gör zalimin zulmünden diline küfür düşer de, dağlar aman der ilkin suale kara vurmuş, odalar soğuk, hüsran içindeyim çocukların alnına çalınan karanlıksa güneşi tutmayan ellerin kabahatidir.
Dahası anlaşılmaz, dahası sır, tahkike yaslanırken nasıl başladığını anımsatır bir gün uyanınca, pencereye mi inmişti o kutlu gülüş? olmayandan geçip, zirveye varamazken, hayır diyorum yaslan çocuklar gibi dizine hakikatin, böyle düş.
Fakat, bu suçlardan parmağıma basarken utanıyorum, yıllar yıpratırsa insanlık nadasa mı kalır? bir dua: yeniden yarat dünyayı! dalgın bir bakış olsam, su turnağın damağında ayettir ben yağmurun indiği şehre varırım denebilir ki tutun kutsal bir sebebe, acziyetim büyük bana kaburgası kırık bir beden,bana bir dua, yeni bir şua kalk, yazdırma insana böyle şeyler tarihin karşısında kaygından büyük olana erişir
Bana bıraktığın çalı çırpı değildi, dalgın bakıyorum, içim geçiyor, vaktim kısalıyor kalp de hüzün birikiyor, ah hareket, kapılar kapanıyor geceler de ne kadar uzunmuş böyle yalnızken içime erişememekten kendime gelemiyorum göğe varamıyorum bu kirli sesimle sesime bir ses, ya çok mu uzaksın, galaksilerden bile mi? nebülözler mi kapatır aydınlığı? yoksa yok musun? yoklukta bile yok musun? hani varken, var diyebiliyorduk, iblis şahit bu lanet akıtan tufandan sofranın tuzuna ekmeğin narına varana kadar dudaklarım da madde; gözlerim oyulmuş o piri tane sesimden geçmiyor sesin, tarif edemiyorum ümitsiz olmaz da, sevdasız olmaz da, olmazlar da mı olmazdı, mahv olunca, kesilince taş, uzar mı vav, hayretime bir hay daha ya Hayy
Ruhuma bir lezzet sunmuşken, kırılan ayakla bile varılmıştı o sofraya evvelde bana sofralardan şimdi acı hatıra kaldı ıslık kaldı, isyan kaldı, kırıntılardan kalp kırıklığı... nehirler bitti şehirler başladı, meydanlar karıştı başıma bir iş geldi, yetmiş sevda saydım şehadetten sen bilirsin uhudu sevmeyi, hudutta neslin lemasına maviliklerden geçip kah çölde su olmayı yani kuru göz de yağmur, kalp de iman bu kederi boğar ancak böyle bir asuman bilmem, kime anlatayım sunma içim, ruhum sunma diline geleni ortaya ortada sofra mı kaldı?
Sofradan da, hatıradan da, rüzgardan da geçtim tüm yenilgilerden ve yanılgılardan itibaren sebep aramıyorum hata için, varsa biline dilim kalbime eşlik etmediği kadar küfründür ellerim açılabildiği kadar semanın olsun gün gelir, bu günahkar bile güler gün gelir, zaman merhamet eder
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'gün gelir' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'gün gelir' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.