Hicaz Fısıltı
Uzun bir yağmur girdi aramıza
Sokaklarda ince tebessümün kaldı Hicaz bir fısıltıyı rüzgar Sesin gibi taşırken ömrüme Yaprağı kırıldı En güzel anımızın... Elleri açık bekliyor bir şehir Bize en güzel tesadüfleri getirecek Bir yaz döngüsü bu ... Mahallelerde uçurtma zamanıydı Teyzeler günlük derdindeydi Taze ekmek kokulu bir sabahtı Sen aynıydın Ben aynı ... Bir dağ kendi yüksekliğinden büyülendi Bir okyanus kendi derinliğinde boğuldu Sanki Bir gece karanlığından kederli Bir sokak kendi akışına kapıldı Ömür karam Kendi güzelliğine esir Sanki... Bir ömür can sıkıntısı Tüm mevsim yalnız yaşanmış temmuz ikindisi Sen bir orman dolusu konuşmuşsun Ben çöl gibi suskun Hazan değildi Hüzün değil Sessizdi... Aynı yalanı Farklı yaşadık Aynı sevdada iki yalnız Su içer gibi birdik Anlamlar kadar çok Yollar sımsıkı sararken dünyayı Biz yoldan çıkmakla bir Ve bu varlık alemi gelirken üstümüze Biz hep gittik ... Güvercinler öpüşüyor ayak ucumda Baş ucumda bulutların șarkısı Geldin mı yoksa ... Kış ayları gelirdi Ayaklarımda kar suyu Serçeler pencerelere düșkün Kumrular uğuldamazdı Seni akşam göğünün Soğuk kırmızısında Sayıklardım... kağan işçen... |