BULUNTU GÖKaya mihmandarım diz kırdım kırgınlığına çöktüm gölgesine gökyüzüm firar adım sonuna üç nokta konulan bir kesiklik düşündükçe düşüyor kıvrılıyor ünlem yaşamaktan geberiyorum gömüldüm kalıntılarına bir aşkın boşalıyorum ferimden sekerek uzaklaşıyor yaşam kundağımdaki topal serçeler ayak izlerinde üç başlı ejderha oluyor göç güneş yaralarımı sarıyor kör bir yılan dilinde şiirle yetişecek misin kısadır uykusu celladın umut nefesinde kanla yıkar mağrur boynunu ben bulut kalırım ölüm bağrında sağanak hiçliklere gündelikçi kovanların çağıldamasına öykünür rüzgar kan sızmasında kaburgamdaki cevahir tohumlar usanmadan eker buzulları alevime kazayla sızarsın düşüme bilirim günlerdir düşmanı hatıraların umut ruh payandası dayanır durur parmaklarıma dudakların dur yağma… yüzüm daha genç yivlerim daha erken bağbozumuna uyarma soluğumdan sisleri uyarına gelirse seviş harmanlansın ölü an nabzım jilet nefesi baharda yaklaşma gözlerime fermanı okunmaz uçurtmam çok oldu kopalı göğsün fırtınasında sen becerebilirsen sevgili yeniden doğur gözlerim duymam yetmez göreyim aşk intihar kavşağında işgal kasıklarında pervasızca debelenerek dölle buluntumu göçüşüne denk gelir belki gelişlerin huşularına aldanır ardlarına takılırım yaşarım belki hayat durağıma gelirse kaçırmam rüzgarını hadi sesle rahmini toprağın buluntu bir gökte küllerimi duana adarım K.Y. |
sevgıler...