Kırlangıç kalpleranlatılmaz büyük yalnızlığı odanın insan gölgelerinin sahibi, emen özsu bir taş kırımı dönüp çıkamazsınız odadan kaç ışık kırılır açılarında kırılmaz karanlığı’n taşı taşı; taşı kuş kanadına bastır deve ağırlığı ya da kızgın kumlara gömer gibi başını karanlığa göm anlatılmaz yalnızlığı büyük odanın insan düşlerini emen sancı en kıyıda, kuytuda yaşamaya tutsak et kendini bülbül yüksek ağaçta, gül açıkta dikeniyle güneşine yıkılır bütün kaleler bir masal devine dönüşür kapı dışarıya adım atmak ne kadar uzak ve yıkılır yapılan evcil kule büyük yalnızlığı anlatılmaz odanın sonuna dek açılır sesi televizyonun, antenler büyük yüzünde kırılır rakı kadehi kadın şampanya bekler bir yerlerde yırtılır inceliği gülün, çiğnenir beden olduğu yerde bırakılır kırlangıç kalpler kimse gülümsememişti zaten bu odaya girerken.. 12. 09. 2004 / Nazik Gülünay |