Çırılçıplak
I
bana gecenin gözlerini ver saklayıp zedelenmeden bu bahar bütün masallar ve öyküler öyledir bir dalı koparıp bükmeden ışıktan kaçış öyledir kapılardan ayrılan kervanlar mısır köklerinin çürüyüşü kıpkırmızı öfkesiyle bir toreador’un ölümü. II olması gerekendi. yaz geçti sardunyaları söktük menekşe çıkmazında boyalarımız döküldü gökyüzünü kaplayan kuşlar birer ölüdürler yakup biz de birer ölüyüz ki güneş doğarken içelim arınalım bir köle öldüğünde pirinç kaplamalı saatler sallanır. III nişanlar ve kurdeleler şahane primadonna söylemleriyle bir ressam ellerini keser duvarlara sürtünerek gölgesi kan ki afişler bilecek sadece kara harflere dizilmiş kaldırımlar bilecek sessiz caddeler gümüş renkli kediler bilecek bir ağ cinayetleri kasvetli aryalar eşliğinde sağırdır tanrının odaları ve bütün violalar çıldırmış gibi çalar yalnızlık bir kuşun şakıyışıdır yakup tüm göğü gülümsemeleri kaplar ve giderler uzağa. IV ulu ağaçların gölgelendiği gece bir renk dökülüp kabından sırrı kadem basar ötede denizdik biz beride balık bir taşta - otuz tiran- morg dediğin çıplak bir kuştur yakup... |
Şiirde akıcılık, sevgi ve duygusallık ön plana çıkmış, tepriklerimle…
………………………….. Saygı ve Selamlar…