Tırtar / Çoban Cguşluk vahtı kuzuları, gölgeli ağıla kapatılmış koyunları kuzularına akışmış koyun çanları, melemelere karışmış toz-duman ortalık çoban çoook.. çok! gerilerde kalmış çoban yorgun evine gelip; pabbasını çıkardığında sürüden ayrılmayan köpekleri yallanmış kendisine de yer sofra hazırlanmış ya bastırıktaki toprak testiden kana kana su içmiş ya toptasdasdaki taze yayık ayranı başına dikmiş, bitirmiş.. teze terlemiş bıyıklarını elin tersiyle silinmiş lor’a pekmez.. ya da teze peynire şeker ekelenmiş.. çökelek ya da kese yoğurduna, pıransa çomaç büber, kumpir cırt firenge acıkmış sürü eşeğinden indirilmiş kepenek bir köşede, boşaltılmış kekik dolu heybesi güneşin gözünde öylece darmadağınık dağarcığı ekmeği kurumuş, heybedeki azık torbasında yeniden doldurulmuş, sekideki deliğe –yel alması” için yerleştirilmiş matarası, yel almamış, henüz soğumamış kapının önünde Karabaş kuyruk sallar depite doymamış kuzular melemeyi kesmiş, çan sesleri dinmiş karısı oraya-buraya koşuşturmakta telaş içinde çoban, sürü ve karabaş evde! dağlara doyulmamış yazlaya kendini zar-zor atabilmiş çoban ne yastık arar, ne çarşaf, ne yorgan, sedirin bir köşesine uzanıvermiş boylu-boyunca rezil bir uykuya başlamış çoktan onu terk etmiş kalaklı şapkası, şapkası başından düşmüş bir yana, dağarcığı bir yanda deyneği merdivene yaslı bir de kahrolası sinekler olmasa yüzüne, kollarına, açık paçasından baldırına uçup uçup, konmasa örtülüverir bir yazma, bir yazma daha kolunun birisi saklı başının altında, ezik diğer eli ayrı düşmüş, uzakta arada bir yüzünü kolaçan etmekte yüzüne konan sineklerden bezik hayat çobanlıkmış kol düğmesinin kalıbı çıkmış yüzüne yüzünün teri karışmış yenine, küflü toprak kokulu bağcığı gevşek postalı ayağında, paçaları eğilcen buturak dolu mışıl-mışıl bir uykuda çoban mışıl mışıl uykuda düşlere dalınmamış, belki; yeni kuzular, dünyaya geliyor rüyasında belki; en güzel koçu kurban sürüsüyle gidebildiği kadar büyük bir dünya sürüsüyle oynaşır rüyasında bir dilber koyunları sağar dilberin yavuklusu çoban dünürcü olunmamış kızı anasının eteğinden, oğlu ay boynuzlu koçun başından tutar kendisi koçu gönlünce süsler-boyar narçiçeği kırmızı, portakal sarısı, çiğite daha nice güzel düşler daha neler düşler çoban evde çoban evde uykuda anası kimbilir nerde sürüsü sağılmamış besiye çekilir sürüdeki bütün kuzular çobansalık alır körpe kuzulardan sürüsüyle gidebildiği kadar koskocaman bir dünya, koskocaman sürüsüyle oynaşır, rezil uykusunda çoban rüyasında bile çobandır sürüsünü sayar yavuklusu süt sağar dağlara gitmeye daha çok var, ………. bırakın biraz uyusun, bırakın biraz daha, ne olur biraz daha uyusun, ne çıkar serde gençlik var ikibaş, dört ayak olunmamış gürültü etmeyin sakın uyandırmayın üzülür onu bu rezil uykusundan uyandıran bırakın biraz daha uyuyabilsin çoban ayağına takılan çalıdan ekin tarlalarının anlarından yenidoğan kuzudan sürüye salınan koçlardan yüz toplamaktan ayrılabilir mi et tırnaktan bir çoban hülyalarından koyunlarından ……….. ………… rüyasında bile çobandır çoban, uyanmasın rezil uykudan uykuya kanılmamış ……….. DİPNOT bastırık: üzeri örtülerek özellikle sıcaktan korunanlar yazla: yazlık, yazları kullanılacak, havadar yer, sofa, hanay sedir: kerevet, seki eğilcen: kır çayırı, baharla yeşerir, erken olgunlaşır, hayvanın yemediği yabani ot |
zor iştir çobanlık ama özgürlüktür doğayla bütünleşmektir.
ilhamınız kaleminiz bol olsun üstadım selam ve saygılar