Yüzünkarartılmış kaç akşamın aynası yüzün izi uykusuz sabahların sabahı bulamayan yorgun gece zifte bulanmış ay sevda kaçkını çizgilerin bastırılmış duygusu yüzünde annenin sevgi soluğu derken eklenen aşksız acı yıllar yol arar nerde soluk alacağını bilemeyen huzur’suz kara kurdeleli nice gün hayat atları kişnemeyi bırakmış kirli gri bir göl ölü nilüfer’ler artık ekmek kızarmıyor yüzünde adım anıldığında gelincikler açmıyor soğuk bir rüzgâr uçuruyor başını çiçeklerin yoksul türkülerle salınmıyor ekin başakları eteğimizde kalıyor tarlanın taşları sevda şarkımızı söylemiyor yüzün kolay esnemiyor evler baştan aşağı kaynar sular dökülürken başından yarısında merdivenlerin soyunuyor ay mavisi akşamları zehir içmeye alışıyor güneş, lekeli kadehten kana bulanıyor insanlık yolu yüzünde bir kanepede oturup, dinlenmek istiyorum hiç sorunsuz bir ikindi eskitilmiş de olsa resmin gülü çıkar yüzünün ay’lı yerinden.. 30. 06. 2016 / Nazik Gülünay |
Şiirin yüceliğini okuyucuya anlayacağı biçimde sunmak çok işten…
İyi dileklerimle Kutlarım.
Beğendim.
………………………………. Saygı ve Selamlar…