Anımsamakdaha öncede geçerdim bu sokaktan yaşam ölümü görmezdi birbirine laf atardı komşular duvarlara yazı yazılmamıştı içimizde bu kadar yer tutmazdı unuturduk az ötede çocuksu dokundurmalarını kızların duyulurdu iğde kokusu az geçince sokağı eğitirdi dilimizi türküler boca etmezdik gereksiz sözleri kuşburnu çiçekleri üstüne uzanıp alırdık dikenine aldırmadan çiçeği bir kaç yıl sonra öleceğini bilmezdim yolumuzu kesen genç gülüşlerin daha böyle harabe değildi evleri duvarları yazılı, kapısı sürekli açık içinde bırakılmışlığın keskin yüzleri içlenişi kimsesizliğin sızıp kalmazdı yıkık ocağın önünde kimsenin umurunda olmayan küpeliler, sardunyalar pencerede süpürülmüş kapı önünde oyun oynardı çocuklar atlarlardı ıslak umutsuzlukları yarın daha yaşanmamıştı yaşama umut vardı güneşini kaybedenler girip çıkıyor şimdi birbirlerini eğip bir şişeye sarılıyorlar çektikçe bir fırt daha hayattan artıyor duvarlara yazılan hüznün katsayısı.. 18. 06. 2016 / Nazik Gülünay |