Tırtar / Dikentarlalara giderdik, baharla seher vakti otunu ayıklardık ekinin önceleri üstümüze sinerdi kişniş kokusu ellerimizden çıkmaz, acımığın acısı nohudun tuzu, arpanın tozu. kosa için çekme, çekmenin sakızı, Güneyide çalılar, Kumlukta sütleğenler Tepeyurtta kangal dikeni, yol boyunda çalılar, çöğürler sarı-parlak çiçekli şalbanın tozu yılan burçağının lacivert izi boz süpürgenin moru dağ mürdümeğinin baklası, çiçeği koyu yeşil çayırlarda portakal rengi “ebemböbbük ” tarla anlarındaki yeşil otlarda benekli kırmızı kanatlı hasanböcük açılmış ellerde parmaktan parmağa bir aşağıya, bir yukarıya … "-hasan bööcük, hasan bööcük, uşta get anan boban uzaklarda gaşta get uş ta get gaş ta get" o çıkınca en tepe noktaya uçardı elbet baka-kalırdık “ardı sıra ” bir anlığına da bizi dinleyen işe yaradığımızı hissettiren uçuç’a huni biçiminde oyulmuş toprağı elerdik ellerimizle "kader böcüsünü" bulmuşsak değmeyin keyfimize bir de etişebilmişsek ipliksüyenin örgüsüne değmeyin keyfimize.. dağ eriği, dağ armudu akgilik, gırmızı gilik nuzgurt , pelit , muşmula heybelere doldurulurdu. topalak, çiğdem, deve tabanı yeşil eriği, çağlası, hışırı kazarlar, bakkala satarlardı acaba; çövenden ne yaparlardı. kese yollara geçit vermezdi çakır dikenleri, deve dikenleri kim ekti kim suladı sarıbaş dikeni yol boylarına çuvgun, atılgan, becerikli eli erdiği yerde bitmiş, başı dik, dimdik ayakta, baldırlarımızı dalar eşek üstünde olsak da esir düşmüş dikenli çetiye Karaçalıda tarlalar, esir düşmüş insanlar; çalıya, çetiye, pıtırağa, köygöçürene sarıbaş dikene, sütleğene, kurak tarlaya, çorak tarlaya çorağa, kurağa.... esir düşmüş dikenli çetiye Karaçalıda tarlalar, esir düşmüş sarıbaş dikene, insanlar; çetiye, kişnişe acımığa, çavdara çorağa, kurağa, efenge.. fakirliğe çaresizliğe.... DİPNOT kosa: tırpan çöğür: diken, kızılcık ağacı, dikenli çalı yılan burçağı / yılan burçalağı : yılan bıçağı, yılancık ebemböbbük: aslandişi, karahindiba, çayırlarda baharla birlikte ilk açan çiçektir, çiçeği koparıp sütlü de olsa sapını dudaklarımızın arasına alarak “ebemböbbük” diye tekrarladığımızda sapı yarılarak geriye doğru bükülür hasanböcük: uğurböceği ardı sıra : hemen ardından ipliksüyen : örümcek dağ armudu: yaban armudu/yabani armut, ahlat gilik/gılik: çekirdek, tohum nuzgurt: meşe palamutu pelit: çalı palamutu muşmula: beşbıyık, döngel çöven / çöğen : kökündeki (havuça benzer) yumrusu tahin helva yapımında kullanılan sütlü bir bitki sarıbaş diken : gelin düğmesi, güneş çiçeği ÇALI/1525 resimlerin devamı KÖYDEN RESİMLERde olacak |
çoğunu bilmem bizim ellerde isimleri farklı sanırım ama yinede çoğunu unuttum.
çileden başka bir şey değildi oralarda yaşamak lakin tatlı bir huzur vardı.
şükür bu günlere desem de eski tadımız kalmadı üstadım
hayırlı günler