Seniuygun olmayan gözlük değildin seni net görürdüm bir kızın arkasından koşarken daha sinema filminin hüznü bırakmamışken gözlerinde bir damla gözyaşı dururken unuturdun o bir damlanın ben olduğunu yakalamaya çalışırdın o çiçeğine konmayacak kelebeği bir ocak başında otururduk oysa annelerimizin önümüze koyduğu yağlı bazlamada aynıydı gülümseme izlerimiz Oyunumuz, oturuşumuz aynı sokağın tozunu yutardık aynı yaşlının öksürüğünü, baston sesini duyar aynı okula giderdik aynıydı kapıyı açıp içeri girişimiz ardıma bakmadan geçip gittiğim biri değildin özlemin sarardı hangi kentte olursan ol kocaman gülüşünü özlerdim içinde nice hüznün biriktiğini bildiğim hep içinden çıkmaya çalıştığın sorunlar içinde çağıldayan su güller içinde gül kokusuna hasret oysa kanatların vardı insana uçan bilmem nerde bıraktın içimizi dolduran sevinci sevda umudu vardı her adımının seni iyi tanıyorum bir yere sığmazdı bakışın adımın kalmazdı durduğu yerde kanadını kim kırdı bilmiyorum artık uçtuğunu gören olmuyor 21. 05. 2016 / Nazik Gülünay |