ŞİRVANÎgöçebe aşkların emzirdiği hasretin lehçesi bozuk, gögsümde çürüdü, yüreğimin gümüş kokusu, ağzımda hiç bilmediğin mevsimlerin ismi, tan kurgusunun yetmediği zaman diliminden; bu beceriksiz isyan, dallarına bastıkça çatırdar kalabalık kentler, bense gözlerinin kıyısına vuran; uykusuzlukta tutuşurum... yak(laş)sana; toprak yeniden dirilsin ayak uçlarında, bak!! gece vurgunu aşk tezgahına yağan çiğ, müptezel yalanların ardı tıkanan soluk, çoktan ödenmiş kefaretin; en günahı ,teninde ki kıvılcım, ve sayıklamalarımızda; binlerce tövbe s/aklanır... hiç anlamamalıydın; var olmaktan zor yoklugun, yok olmaktan fazlası varlıksızlığın.... öyle kal; seni hep eylül kadar hüzün bilsin ödünç dünyam, öyle kal; zamanı hiçe sayan celladın, idam sehpasında asıldı dolunay.. bu yüzden içimde ki karanlık hep kanar... mermi gürültüsünde bilendi şiir, kalemimde ki kırıklar bedenime saplandı, sûkut et şair, firar imgelerin kıyısında, şiddetimin çocuk mısraları ağlar.... DENGE/siz karan |
Şair sükut etse de firar yol alacak yeni kıyılara.Müthis bu.
Madem çağıriyor şiir yaklaştım şiire .Selamlar
feyzal tarafından 9/28/2018 4:39:42 PM zamanında düzenlenmiştir.