HANIMEFENDİ
Akordu bozuk bir sazın ezgisi gibi,
Felakete uğramış bir hikâyenin kahramanı gibi, İki metrelik mezarda volta atan mevta gibi, Bazen yörüngesinden kopmuş arsız bir göktaşı gibi, Yani yine bir seferki gibi, Çaresiz Ben, Seni anlatan bir şarkının nakaratında ölüyorum. Damarlarımın arkasını görüyor musun hanımefendi. Nasılda sık giyinmiş kanım, kıpkırmızı Nasılda acı çekiyor hücrelerim Ama yakışıklı yalnızlığım Hala sana âşık Sen çok güzel bir karısın hanımefendi Yani sen beni sevmeye zahmet etmesen de Ben bütün tenini saydamlaştırıp Yine sevişirdim seninle. İntiharda ihtimal dâhilinde. Yine akordu bozuk bir sazın ezgisi gibi, Afrikalı bir ırka dahil gibiyim. Kabilemim nesli tükendi şimdiki zamanda Kinli bir Tanrı evlat edindi saçlarımı Elleri tütün kokuyordu. Ellerim şehvet... Aldığın nefesi okşuyorum şuan Ölü bir kent gibi yatıyorum yanına Yeni yaratıldı dudaklarım, balçık kokuyor ama Dalgınlığıma gelirse şayet, seni öpmek eylemi Kusura bakma, Sen çok güzel bir karısın hanımefendi. Yine akordu bozuk bir sazın ezgisi gibi, Geceye çemkiriyorum yüzümü, Bir o kadar mahsum kalbim Bir Şehir içi minibüsü gibi sıkışıyor hanımefendi. Ellerini kurguluyorum en olmadık zamanda. Mesela ölüm anında. Yahut rüyanın en kanlı yerinde. Tam bir devin ayak izinden kalan bir çukura düşecekken, Ellerini kurguluyorum Demokrasi düşüyor yüreğime. Mavi bir pijama giyiyor düşlerim Proleter bir yangınla uzanıyor yatağına, Ama sadece nefesini okşuyorum hanımefendi… Bana cenneti anlat deseydi müritlerim, Elbette ben yüzünü tasvir ederdim… |