Sessizlik
Çatılarda domates kurutacam bahanesiyle evden kaçıp ufka bakan kadınlar dolaşıyordu içimde.
çarmıha gerilmiş mümtaz acılarım vardı, henüz Hz. bir peygamber olmayan. Sıcaktı yer küre, havada erimiş insan sesleri içinde senin sesini topluyordum. Henüz okumadığın şiir dipleri için. Geçsin tarih, içindeki o gerçek sesi duyacak kadar sessiz ve kanayan bütün yarıklardan sızarak... Yavaş yavaş... Taşların kalbi ölürmüş, anneler çocukların cansız bedenini okşarken. Düşük yapıyor bir bir harfler ağıtların rahminden o vakit. Sonra yüzüm d-üşüyordu antik bir savaşçının ayakları önüne. Dans ediyordu ölümüz, eski bir döngü gibi dönerek. Cam kenarında oynayan çocukları görüyor musun bir misket diğerine değmeden büyüyor. Ve Artık on iksinde dinleniyor "odam kireç tutmuyor" türküsü. Bulutlar gövdeme sarılan sarmaşığa küstü. Sonra dayandığım ağaca... Sonra bana... Bir celsede alındı kavgada kazandığım mertliğim Bu da zapta geçsin o yüzden kırgınım. Pynst. |