Çakmak taşı ve cehennemAh bayan Kalbim, küçülmüş bir cehennem gibi yanıyor. Ucu birbirine değmeyen odunlar ne anlatıyor bilmiyorum. Sadece yakıyor simsiyah... Ellerimi Simsiyah ... Bir zenci kendi kendine de yazabilir bu şiiri Çünkü; Gözlerim karşıki tepeleri görmüyor artık Çünkü;Sivas ellerinde sazım çalındı, hükümet çaldı. Sesim burda kısıldı. (Siyasi bir şiveyle konuşmak suçtur) azaldı sonra her şey Sen de azaldın bayan, portakallar da İçimi cami avlusundaki güle dökecektim Allah bırakmadı bayan Sonra bütün turnuvalarda sonuncu oldum kalbimi, içinde ismin geçen bir ayetle kırdım. Mesela beş vakit sana baktım. Kilisenin çanı çalarken de dua ettim ezan okunurken de Şiir şifadır dediler yüzümü sürdüm, yalvardım bütün harflere, şapkalı "a" hariç. Bir de "a’nkaranın a’sı O çok resmiydi, ben hala utangaç. Oradan uzaklaştım. Zencefil de içtim kar etmedi Ben de canımı peltek bir kuşla değiştirdim. Şimdi uçuyor her şey. Uyanınca sürülecem buralardan. Önemi yok. Yar deyince kalem falan elden düşmüyor Kandırmışlar Mihriban’ı İhbar ettim Gereği kadar sevilmemişti Gereği kadar düşünülen bir mahkemede. Eksik pansumana razıdır Mihriban oysa Merhem olunuyorsa. Adımızı tahtaya yazıyorlar bayan Gösterilen yolda dosdoğru yürüyeceğimize ant içmedik diye Yine de Yaşasın Cumhuriyet Artık sonunda ağlacak bir film olmasa da. Bilmezler ki ben, o sabah varlığımı sana armağan ettim Okul bahçesinde. Ah bayan Gözüne dünya batan bir şairin kederi fil ağırlığındadır. Ve hiç bir fiil haksız değildir. Ebrehe duymasın, Sen ebabil kılığında gel Allah da bizi sevsin Çocuklar gibi irice gül Zaten içine kurt düşmesin diye uyduruldu kırmızı başlıklı kız masalı. İnan bana inandım sana Ezan okunurken teybin kapatılmasına, Kenz-ül arş duasına, Yeşil kaplı yasin suresine Ve bazen beni doğuracağına... Pynst |