Mektup
Senden sonra çiçeklere insan gibi davranıyorum. Bir papatyayı karşıma alıp saatlerce sohbet ediyoruz, göğsümdeki taş parçalarını gösteriyorum. Boşluğa gidiyorum, etrafımda bir miktar sen ama kül kül. Alt alta geldiklerinde kederimi çıkarıyorum dünyadan. Sen kalıyorsun bir de bir yaprak, artık yaprağa inanıyorum. küçücük bir yaprak. Acım modern bir alışkanlık gibi duruyor etimde, tıpkı seni sevmem gibi, hatırlıyor musun bir keresinde bana seni anlamıyorum demiştin, oysa şimdi kendimi bir çiçeğe anlatıyorum.
Bir filmde görmüştüm Gül bir kapsül bomba gibi patlıyordu bir aşkın ortasında sadece bir kelebek ölüyordu ve çiçek artık yalnız kalıyordu. O yüzden ben de sordum sarı çiçeğe, Annen baban yokmudur. Rabbim kelebek ölmeseydi. Diyor. Neden bu kadar sevdin diyorum, düşünse belki makul bir açıklama yapacak ama, insan önce severdi, sonra sevgisine makul sebepler arardı. Oysa elimde bir sürü delil vardı seni sevmeye. Biliyorum yağmur ve toprak kadar uzaktık birbirimize, karışınca kokumuz ferahlatırdı irin kokan sokakları. şimdi küçük bir hücredeyim. dışarıdan içeriye hiç hava sızmıyor. bir pencerem yok, anahtar deliğinden yol gözlenir mi? Bir ara sana, iblis belki de Tanrıyı sevdiği için Adem’i kıskanmıştı dedim. Bir çıkmazdı bu aslında. Tıpkı bizim gibi. Uzak hayatlar, kelimeler üzerine kurulmuş kendini bir şey sanan koca bir paragrafta bir özneyiz ve özeniyoruz sevgiye. Sonra ölüyoruz intihar mekbununda anlatıldığı üzere. Kendi ellerimle kazdığım bir kuyudayım. Yusuf gibi değil. Ne beni bekleyen bir Yakup, ne de beni kurtaracak bir züleyha var. O kadar derin ki burası, dibinde ben olduğumu bilmiyor kuyu. Uykusuz bir günün sabahında kör bir baykuş sesini ekmek arasına koyup yiyiyorum. Karnım doyduktan sonra bir römork kumu üzerime örteceğim. Kulaklarımı tıkayacağım barış ütopları üfleyen şiirlere ve aşka. Uzaktan kopan ölüm çığlıklarıyla paylaşacağım yatağımı. Mevlana’nın nefsini terbiye etmesiyle aynı şey belki diyorum ama terin halinde sağnak yağan bir yağmur gibi senin sınırlarında infilak ediyorum. Hiç bir şey istememiştim. sana yakışan maharetli bir anı olarak kalmaktı amacım. |