20
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
2900
Okunma
Gerekçesi boynuna asılmış bir aşk;
Dik bir rampadan yürüyordu d/ar ağacına,
Cebinde utanç, cebinde k/ederi,
Atsan bir dirhem etmez ederi,
Ve dizlerini döverek,
Böyle ağladı Zerdüşt.
Themis’in cesedini bulmuşlar köşe başındaki tavernada.
Gözleri açık gitmiş.
İpin ucunda kelimeler,
Akrobasi peydahlıyor şiirin mülakatına,
Kaldırımlar,
Bir kırmızı bir beyaz,
Dere boyu sancılı mikroplar,
Volta atmaktayken,
g/ördüm ellerimle kör bir zindan.
Duvarı taştan,
Sıvası çamur,
Tırnaklarım ne marifetli kürek,
Bir nefs
Bir nefes dalıp gidene,
Ömrüm;
Bakiyesi tükenmiş,
Totalinde gözyaşı.
Dizlerini döverek
Böyle ağladı Zerdüşt.
Bir kadın;
Bir bankta;
Bir başına;
Yapa yalnız.
Bir veda, bir bavula sığınmış.
Militan bir mülteci gibi,
Biletsiz tren yolcusu.
Çizgisiz kağıt ucunda,
Sallana sallana.
Gökyüzünde bulutlar,
Öpüşmeye başlar;
Şehveti bir şimşek.
Akar yağmur,
İliklere akar.
Başından akar.
Ve
Bitlenir ömrün en uç noktasından,
Bitlerin düğünüdür bu,
Bir aşkın sonrasında.
Böyle gülerdi Zerdüşt.
Bir türkü,
Bir serseri ağzında,
Dolanır, dolanır nakaratsız,
Parkta, uzun ince voltada,
Anlat eşeğe;
Hoş/laftan anlar.
İnsan değilse.
Uzat bacaklarını,
Aldır aşkını,
Mitolojik bir sevda dramı,
Tarihe damga düşsün.
Bir k/adın ağlasın.
Böyle uydurdu Zerdüşt.
Nöbetçi_Piyanist