Yaşam Denen Bu Sazın
Gözlerimdeki,isyanlar birikintisi,
sonbaharlı. Sisli çığlığında buluştuğumuz ölüler fısıldaşması bizimkisi. Ne kadar da sessiz. Böyle zamanlarda yağmazmış yağmur. Bazen, Öyle bir meydan okur ki ıslak sesin şu dilsizliğe, Cenazelerim kalkar gözlerinin inceldiği yerden. Tabutu omuzlar bakışların. terler münkir hürriyetim. Körü körüne irkilir kuşlar. Ne zaman ki gözlerinin kuyusuna yusuftan bir matem düşüp, Ecel şerbetime muhacır olsa yorgunluğun ; Boynumun dingilliğinde uyut ağrılarını. Ben bir tek seni tanırım Gün batımlarına sûkutuyla emir veren; Kızıla boyayan maviyi. Dönüpte bakmadığın,buruşturupta çöpe attığın her yağmur, Gönül acımıza gönderdiğin mektuptu yıllar boyu okunan. "Ayak izlerimin silindiği yerde" Gözyaşına dönüşür bilakis, bir iğdenin koynunda büyüttüğün "telli duvaklı" satırların. Satırlara mühürlediğin Adınla örselediğin tüm devrik cümleler Dudaklarımın kapısına bir lalenin hasretini dayatır, Kısa bir şiir gibi. Siyah ağlayışlar duyarım zılgıt çalan ninnisinde. Sen bana aldırma pera; Bu mektubun gün batımlı deniz cümlelerini Saçına dalga dalga yamasam da , Tanrı biliyor ki "ayak basılmamış kumlarına" nicedir kaç kelime saklamışım. Biraz azralı, biraz manalı Evveliyata saklanmış kızım gibi. Gözlerinin ayazından düşmüş rüyalarda uğurla beni; Masal anlatır gibi ölüme. Belki yüzüstü Belki de sırtüstü düşerken duyarım ağıtlarını. Ve dört kanadı da yoktur ki kuşların omuzlarında taşınmaz cenazem Sen beni gözlerinin kimsesizliğine göm. Günahım, bam telinde bol bereketli bir sızı Yaşam denen bu sazın. |
Dokuz köyden de kovulsam umurumda bile değil
Onlar kadar sizde suçlusunuz bu şiiri kaldırarak ve çok değerli hocamızın sesini dinletmekten mahrum bıraktınız "İkinci Adısın"
Şansım varmış ki bir kere dinleyebildim lütfen beni de affedin
Şayet görmeseydim yazamazdım madem ki gördüm .... saygılar şiirli geceler