DOĞRU OKUYABİLMEKfelsefe okulunun kapısında hoşgörüsüzlük yazıyor. mavileşmiş köpük düşü gibi denize iniyorum. sen gözlerime bakıyorsun, Paris ruju dudaklarınla bin yıllık bir bulvar ağacının gölgesinde vitrindeki ışıklar gibi dalgalanıyor saçların bende geliyorum diyorsun, beni de bekle. anarşist sakallarımı doluyorsun ellerine akıyoruz adresini aramayan kurşunlar gibi. bir yanımızda yüreklerini toplayan pamuk işçileri diğer yanda göçmen kuşların son kafileleri denizin üstüne düşüyor masmavi kanat sesleri. su’dan akrabalık var mıdır acaba, şimdi takılıyor aklıma pamuk işçilerinin toprağa dökülen alın terleri ile denizdeki su damlacıklarının arasında. doğru okuyabildin mi diyorsun kapıda ne yazdığını. çok uzaklarda çığlık çığlığa bir gemi batıyor. sırtında kayıtsızca gezdikleri gemiyi zamanlar boyu boş kalabalıklarıyla ilk terk eden filikalar oluyor. ben şarap içiyorum, sen makyajını tazelerken aynanda sahile koşan filikaların ismini okuyorsun gözlerinin bir delta gibi açıldığını görüyorum ne yazıyor, okuduğunu bana da söyle diyorum. önce bakımlı parmaklarına yapışıyor harfler sonra aynanın üzerine diziliyor birer birer. şaşkınlıktan vazgeçip saçlarını atıyorsun arkaya haydi gel diyorsun filikaların yanına, sahile koşalım boşlukları kimliğimizi söyleyip biz dolduralım sonra sen dola kollarını belime, çıkalım indiğimiz yere. doğru okuyabildin mi diyorum aynanda ne yazdığını. biliyoruz ki içimizden biri en acımasız katil. işte soluksuz yatıyor filikalar her biri başka sahilde suçluyu arıyoruz el falımıza bakar gibi parmak izlerimizde. kanıyoruz ince bir sızı, hala tütüyor sızı gibi ince bir duman batarken ismi okunamamış geminin bacasından. dünya yuvarlak, ufuk çizgisi elimizi atsak, tutulacak acelemiz kabuğunu kıramıyor, güneş birazdan batacak. önümüzde tertemiz sınav kağıdı, verelim haydi cevabımızı yaşananları değil, anlatalım haydi yaşamadıklarımızı önce tanımamış sayalım birbirimizi, doğum öncesi gibi. ve hatta kainatı ve hatta kainatın kanunlarını hiç tanımamış olalım cerahat salgılayan kimliklerimizi. hey cehaletin ilahları, kim çıkardı bu soru işaretini ? CEVAT ÇEŞTEPE |
...
Ne bileyim birden Orhan Veli'nin şiirini anımsattınız bana!
Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız, bir elinde ayna
Umurunda mı dünya?
Bence sanki şiirinizin son sözüydü Orhan Veli!
Teşekkürler ve saygılar,çok güzel yüreğinizi ve bilincinizi paylaştığınız için bizlerle...
Şaban Aktaş tarafından 4/1/2008 2:20:42 PM zamanında düzenlenmiştir.