Avuntuaşkın hikayesiydi göğsümüzde çarpan avuntu hülyaydı, dirilmek koyun koyuna bu masalda ben, en yorgunuyken bu düş’ün sırılsıklam sarhoştum gecenin kuytusunda uçurumları sayıklardım gözbebeklerim göğe çakılı muazzam düşüşlerimde sana yaslı antik mezarlarla kaplı bu şehrin en ücra köşesinde sarınıp kızıl kefene nefesini kesiyordum köklerinden çınarın gölgesinde serpilen ömrün atar damarından yağmur yağmur büyüyordu gözlerimde ormanlar kaybolduğum uykunun nabzını tutuyordum yaşıyor muydum kederin dibine vurmuşken sensiz... sude nur haylazca |
illa ki sanat...