Efsane Uğraklar Kayıp RuhlarMitolojik... * Melankolik... * Efsane uğraklardan * süzüldüm perinin kanatlarıyla bu gece. Sırt üstü yatmış uyuyordu gölgeler kralı Etna bir öksürse titreyecekti Alem hakikatin gölgeleri yansıyacaktı duvarlara... Yaktım karanlıkları çalı çırpı ile Hermes’in gözleri önünde... Kuşandım duygularımın güvercinlerini Bindim aklımın eşeğine... Dışarıda kaldı gölge oyunları gizlendi merhamet karanlığın eşiğine... Karşıladı beni, Olympos dağlarında Toprak Ana Gaia Gökten aldığı enerjiyi ,yerden aldığı suyla birleştirdi kadınca doğdum yeniden gün ışığına. Tedirgin etse de çıplak ayakla bastığım çimenler kış ikindilerine karıştı en derin çizgilerim alfa ile omega arasında... Homeros için söylenen ilahiler çınladı kulağımda saat sabaha beş kala... Prometheus’un kargaları delik deşik etse de yıldızları Üzerimde taşısam da yüzyılların ağırlığını Kavuştu ayaz gece sıcak güne. Eski bir senfonide canlandı geçmiş ve gelecek Toptan yok olmayalım diye büyüdü dalgalar telleri kopuk gitarın içinde el ele... Bir harfin içinde inşa edildi nice saraylar Çıkardım devrim gibi bekleyişleri dağların gümbürtülü sunağından. Pervazsız bir avcı gibi Kırdım kelimelerin zincirini çıktım zirveye Öptüm Zeus’un dudaklarıyla içime yağan harflerin ateşini. Bomba gibi sözcükler düştü usuma İnfilak etti milyonlarca yıldız Rho ile Sigma arasında! göz kırptı Platon hınzırca.. Unutma dedi bana ; Her düşenin kanadı vardı aslında... **** Taşlaşmış vücutların önünde Ekvatoru koydum göğsüme Ölüm ve aşk vurdu yaşlı Troya’nın kıyılarına. Acımı elletmedim, acır diye elleri Eros’a Si bemol imgelerle yol açtım ürkek adımlarıma... Bulut üstündeydi bir yarım La minörün gamı idi diğer yanım Kilitlediler gökyüzünü üzerime Antik bir kentten indim sahil şehrine... Afrodit var oldu karanlık nehirlerden gemiyi liman yaptım denizin ortasına Genişledi aşk gökyüzüne kadar köpüren suların uğultusuyla.... Denizlerin sarnıcı dolandı yunusların ayağına Antik bir fener epiğram oldu giderken ıslık çalan yıllara... Unutuluştan sonsuza dönüldü topluca Mitolojik mezar taşlarında.... Bir uçurum dibiydi , Hadesin gizli çiçeğindeki o mana tam da sırası dedi Persephone takılıp gitmeli gümüş bir kahkahaya. Tarih ki ;Düşünen eliydi insanın gezinirken dünyanın sırtında dostça... Döndüm baktım kendime kırılmış bir çift kanattım Hep yarım, hep eksik, hep mahçup...Umutlarımı yasladığım imgelerin hüznüydü benim inim. Yansıtmaya çalışırken yüzyıllar öncesinin titreşimini Taşıdım güneşi kirpiklerime, duyuldu gümbürtüsü yüreğimin... Yaşanmamış zamanlara uğurlarken kendimi. Yetişemediğim geç kalmışlığım devrilirdi üstüne gecenin. Zulüm eskiden de şehirliydi,isyansa sonuna kadar dağlı... asıldı boynuma vehmin aynasında yaşamak ağrısı... Umut yine rahmine düştü zamanın Tutunmaya elleri yok, ama ağlayacak gözleri var, büyüyecek usulca şiir sokağa fırladığında... Ferda Özsoy. EPİGRAM Eski Yunan’da mezar taşlarına yazılan kısa ve epik nazım şekli. Romalılar’da çok kısa hiciv manzumesi. Alfa ve omeğa;Yunan alfabesinin yeni harfler eklenmeden önce ilk ve son harfleri.kutsal kitapta tanrı ben alfa ve omegayım demiştir.bunun anlamı ise ben her şeyin başlangıcı ve yine sonuyum dur.daha sonradan alfabeye yeni harflerin katılması ile bu simge kısmen bozulmuştur... Rho ile Sigma; Siğma yunan alfbesinin harfleri Etna ;Yanadağ Zeus (Gökyüzü ve Şimşekler) Poseidon (Denizler ve Okyanuslar) Hades (Ölüm ) Artemis (Okçuluk, Ay ve Avcılık) Afrodit (Aşk ve Güzellik) Hera (Evlilik) Apollon (Işık, Sanat, Şiir, Okçuluk, Hastalık ve Sağlık) tanrıları Kategori: Yunan mitolojisi |
Özlem ve hasret güzelliği bu şiirde sevdalanmış.
Beğendim…
....................................... Saygı ve Selamlar...