HERŞEYDEN BİRAZ SEN
Aklımda ödünç bir gökyüzü hayali var,
Martı tarifesiyle gidilir La/kin Kan-adım yok. Üstelik kül bağlamış kollarım. Işıklı vitrinlere dalıyor gözüm En çokta çiçekçiye yanıyorum Korkum, ilkokul yıllarımda yakamdaki armaydı. Her sabah üstüme giydiğim. Tahtada kocaman bir bölme işlemi Bölüyorduk birbirimizi en parçalanacası bir sesle, Öğretmen narasıyla çarpılıyorduk en umulmadık zamanda. İçimden seni çıkartmamı söylüyordu rejim güçleri. Vahşetti. Ben sustum Sen sustun Sustular. İçinde menekşe kokuları olan bütün sesleri vurduk. Bütün ışıkları kapattık. Ve güller hala rehin çiçekçide. Her şeyden biraz sen iyi gelirdin bana, Ölü bir balık gibi duruyordum sahilde, Kalbim cılkı çıkmış bir yönetim şekliyle yönetiliyor. Beynim terör estiriyor damarlarıma, Kanla doluyor ağzım Kussam Canım ağzıma gelecek Sussam boğulacağım Sonra her şeyden biraz sen iyi gelirdin bana İri bir kağnı arabası gibi çekiyorsun hüznümü. Bir çocuk gibi uysallaşıyor her yanım Bir elimde güneşim, Cebimde ölümsüz gülüşün Tamda yaşamak kıvamında Bir közde yanmaya hazırken Yasal bir tedbirle bölünüyorum. Akraba çıkıyor acılarımız. Kabuğumuza çekiliyoruz. Yorganın yardım ve yataklığında sığınıyoruz geceye Yaramızı sever gibi seviyoruz her şeyi, Soluk almayı heceliyoruz. Yavaş yavaş ince bir nefesle yeniden doğuruyorsun beni. Sıkışık bir saate denk geliyor. Sinema afişleri daha icat edilmemiş. Ve daha kızların şehir hayali yoktur. Reklam panoları çok süslemiyorken henüz sokakları. Bin çeşit annem kokuyor ellerin İşte o vakit her şeyden biraz sen iyi gelirdin bana, Cumhuriyet gibi kadındın, İlan etsem savaş çıkacak, Sussam bölüneceğiz. Pynst |
En çokta çiçekçiye yanıyorum"
böyle işte anlatamadığımız için sustuğumuz/
ve her şey ne kadar bütün görünsede biraz da parçaların toplamı