Tırtar / SürgünBereket hafif bir yağmur nemi yağmur yüklü bulutların habercisi otlar, çimenler, çiçekler bir ritm’le dansederler birlikte sunarlar bu vals’i cıvıl, cıvıl insan, bahar olur, yaşama sevinci kaplar benliğini rüzgarın getirdiği kekik kokusuyla doldurur içini kaçırmamak için bir zerresini derin-derin aldığı nefesini içinde tutar sonra bırakır usul-usul kollarını açabildiğince açar yaşam sevinci doldurur içini birşeyler başlar yüreğinde kıpır, kıpır hafif bir yağmur nemi yağmur yüklü bulutların habercisi rüzgar, hafiften hafiften okşar kepeneğimi bazen gök gürültüsü gibi gümbürtü değil, uğultu değil bir musiki fısıl fısıl derken parlak bir ışık aydınlatır gökyüzünü ve ani-yüksek bir ses gösterisi başlar derken atıştırır ve gök gürültüsü, belki ilk defa, size bu kadar sevimli gelir ıslık, yalnızlık türküsü yerine düşler kurarsınız sevimli mi sevimli ışıl ışıl.. bu yağmur “kırk ikindi” yağar, etrafı hafif bir ıslağa boyar çiçekler açar içinizde bahar renk renk çiselemeye başlar, tıpır,tıpır tapır, tapır ve sahnede yeniden ses ve ışık gösterisi yerini alır bu defa ritm sazlar daha bir çoşkuludur artık tıpır, tıpır tapır, tapır bir yerlerde su birikmiş olmalı ki yağmuru daha yakın duyarsınız şapır, şapır daha fazla yer kaplamamak için büzülür ve size sunulanları izlemeye koyulursunuz keyifli, keyifli canınız geçivermek ister uykuya mışıl-mışıl avcunuzu doldurursunuz bardaktan boşanırcasına yağan nisan yağmurlarından biraz samimi olur tokalaşmalar eliniz pembeleşir "ebem bulguru" sandığınız ceviz iriliğindeki doludan patır, patır ve güneş açar pırıl-pırıl ve sarar sizi sımsıcak tatlı bir üşüme hissi topraktan buğular yükselir toprak kokar, burcu-burcu yağmur kokar peynir gülleri (sarı kantaron) kokar siyah benekli sarı çiçekli gül.. iğde!, solmazayşe sarı sarı pembe, pembe heybenizden çıkınınızı alırsınız yufka ekmek arasında taze peynir tuza banarsınız yeşil soğanı adeta çiğnemeden yutarsınız yetişir mataranız imdadınıza lıkır, lıkır süzülür çenenizde boğazınıza bir-kaç damla su usul-usul ala tavlı toprakta iz bırakmaya başlar pabuçlarınız bir çizi daha çıkarsınız sonra bir daha kazma-kürek bel bir çapa, bir çapa daha bir ark daha açarsınız, derken bir daha uzun uzun.. bir yudum su daha can suyu isteyen fidana bir fidana daha bir tomurcuk daha açacaktır artık bir yaprak, bir sürgün daha bir meyve, bir meyve bir meyve daha sulu sulu bir başka güzel olacaktır bir başka güzel dünya bir başka dünya güzel olacaktır artık güzel, bütün dünya ışıl ışıl.. |
Kozmik odaların hali ne oldu
Manisa’lı bir zat kumpası kurdu
Şu an cüpbesini arayıp durdu
Allah’ın kanunu onu da bulur.
---- 30.01.2006 – Tozkoparan/İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul
................................ Saygı ve Selamlar...