Tuz, su, yara
.
maviyim sanarak yürüdüm onca yol ayaklarım zehirli baldırandı suydu özlediğim ilkin aklım çöl, özendiğim dağdı adım kendini kurtarıp karasından apaçık bir göğün yüzüne yazdı sen oyalanıyordun, kafeslerinde tutsak zamanın sarı sandıklarda sıra bekliyordu gelin kızın yazması, acıydı ağzı yaranın tuz; suya varana kadardı bundan sonra senindi yol tırmanıp düştüğün o uçurumun koynu senin katlayıp koyduğun gün ışıkları sancısıydın bundan böyle bütün doğumların her acı onu çoğaltandan büyüdü sağaltılan ve seyreltilen bütün acılar gibi bazen ölmeye ne çok ihtiyacımız vardı . |
Sevgimle.