"....

siliniyor avuçlarımdaki çizgiler,
baştan yazılıyorum inandığım sözlerle
yeniden açılıyor defterim.

...."


Hangi aşk ömrün hazan deminde yeniden döndürebilir insanı ilkbahara?
Hangi aşk yeniden günhsızlaştırır bir insanı, sıfırdan tutundurur hayata?
Ömer Nazmi'nin bir önceki 'Ucuz Aşk" şiirindeki sıfır rakımlık aşklar mı?
Bilmiyorum işte... Başımı döndürdü bu şiir..
En iyisi biz ahkamı kesip, yeniden şaire kulak verelim:


"...

şimdi ak bir kısrak sevdasında
bereketli mut yaylasında dörtnala koşuyor yüreğim,
heybemde yedi renk
gözlerimde sen
sarı süsen çiçeği getiriyorum sana coğrafyamdan.

...."


Bu nasıl bir coşkudur ki, yayları sarsar,
yalnızlıktan ve umutsuzluktan teklemeye başlamış bir yüreği
yeniden dört nala kaldırır, sevgiliye bir kır çiçeği sunma adına?


".....

göğsünde kuruyorum zümrüt yeşili cenneti,
asma bahçelerinde
iki salkım üzümde demleniyor şarap
senden içiyorum seni
sensin mey
sensin saki.

...."


Daha nasıl anlatılır,
sevgiliye.. bundan açık, bundan yalın, duru mu duru, ince mi ince, naifce;
"Bak işte sen benim için busun.. bil kıymetini"diye...



"....

bakışlarından destan yazıyorum
kirpiklerinden rubaî
ilâhi süzülüyor gözlerinden hece hece
kaşların başka beyit
dudakların başka;
perçeminde kutlu mısralar gizli,
bir bilsen
ne şiirler örüyorum saçlarından!

...."


Daha hangi imgelemle tasvir edilebilir ki bir şair,
bir ömür hayallerinde yudum yudum tükettiği sevgiyi kadehine dolduran segilisini?


".....

denizleri kurutuyorum avuçlarımda
yeniden yapıyorum yüreğinin yerinden;
yerinden topluyorum bütün yıldızları
yeniden kırpıyorum gülüşlerinden,
sesinden derman yapıyorum kanlı yaralara
dilinden sihirli bir lisan;
körpe bir aşk veriyorum kucağına,
günahsız bir yâr
ölümsüz bir can yaratıyorum sevginin pıhtısından.

al!..

...."



Şiiri bölümlerken irdelediğimizde nelerle karşılaşıyoruz...
o kadar açık ve duru bir anlatım kı, sesler, seslerdeki tekrarların verdiği çoşku...
şair ustaca örmüş mısraları, mısra sonlarıve peşine gelen mısraların başlarında zaman zaman kullandığı aynı kelimelerle yakalanan ses tam bir çoşku ve heyecan, hani şiirin girişinde bahsediyorya şair yüreğini tarif ederken 'dört nala koşan' o atın ayak seslerini duyuyoruz.

Lütfen abartı olarak algılamayın şiir bu...
Benim hayranlıkla takipçisi olduğum,
örnek aldığım Ömer Nazmi şiiri bu işte ..

Kim nereye asarsa assın...
Ben bu şiiri ömrüme astım bile...

Kutlarım Usta,
o heyecan dolu yüreğine ve
şiir işçiliğine teşekkürler...

21 Mart Dünya Şiir Günü'ne yakışan bir şiirdi...
Tüm şiir dostlarının günü kutlu olsun.
Saygılarımla

Orhan BOZKURT/umutadam




umutadam tarafından 3/21/2008 8:00:15 PM zamanında düzenlenmiştir.