gamzeliler ve martılarbir uçurumun başında duran ahlat ağaçları gibi orta yerimden çatlasam gökyüzüne doğru gözlerinin sen ey göğüs kafesimin esmer güncesi su buharlarından sevinçlerle camlara yazıp dursan bu adamın adını yine de ben öleceğim günden bir adım geriye atmam küf kokuyordu bu gün yağmur içime içime çektim seni öyle derin tozu çamura dönüştüren iklim tabutuma çiviyi çakan adamlar için gözlerimi tavana dikip susuyorum niçin önüm arkam sağım solum kimse kim sen ki beni gamzelerinde unutan martı ben kalabalık ve yalnız bir şehir kalmamış zamanlarda tükenmiş hayaller düşü uykusunda bile yakalar insanı yaşamaktan kaçtığı ölü kırlangıçların gözleri sen bana bakmayacaksın aslında bakarsan yeniden gelmiş çalmış sanırsın kapını pamuk prenses ve yedi cücelerin çirkin cadısı oysa ben bir kazada kaybettiğim babamın elleriymiş gibi uzak seviyorum seni sormaktan korkuyorum bu gün nerelerdeydin üşüdün mü acıktın mı ağladın mı eksildin mi yine benden habersiz çoğaldın mı korkuyorum martılarla adın çıkmış çünkü |
selamlar