Eğil Sur, İtaat Et
Diyarbakır Sur’da görev yapan ağabeyime ve tüm yiğitlerimize
eğil bu kırmızı çığlıklara surlar tepin daracık sokaklarında sus hendeği sur eğil, bir tünel büyüyor içimizde feryat et ağıt ağıt soylanıyor şehadet namluda bir el bir melek çağıltısı uzuyor çelik kokuyor rahimde çocuklar doğsa ölüm soğuk demirlerini bırakan evlerde ölse zulum savaşılır elbet gül ağaca tırmanırsa toprak utanırcasına savaşılır sur yüzünü törpüler bu aslanlar züleyhayı bulmak için yusufça kanlanır bilekleri merhametle senin lekelerinde insani insan denebirse mahlukun bu haline kadın denebilir mi uzun nefes alabildiğine ölüm denen kanaslı kadına leş denir kalleş denir eğil sur, itaat et, savrul tarihinden tarihime taş gibi devriliyor insanlar sadakasız bir merhale mi düşledin yıllarca sana fitresi şehit midir anaların sana ötresi kan mıdır zamanın zılgıt da ne toy çağrısı boğsun damarlarını eğil bu kırmızı çığlıklara ne züleyha kalır ne sabrı küheylanın ezer yüzünü de geçer bu ilahi adımlar kaldır çıbanları yollardan açıl haki kaderine feryat et itaat et Ahmet Serdar Oğuz / TOKAT |