Toprağına Kavuşan Mezarpuslu bir kasım sabahı ayazı yılgın bir gün daha doğuyor sancıyla… çıplaklık utanmış caddelerin koynunda titriyor kaldırım taşları efkarından ciğerinden sökülüyor Kudüs kan kusuyor Siyonistlerin kadehine Mescidi Aksa’nın hıçkırıkları dalgalanıyor evrenin suskun boyutlarında katledilen annesinin memesinde bir yavru feryat feryat Yarabbi arşın kan sızan bağrından feryat kızarıyor yırtılan soluğu yarılıyor göklerin göğsünü emen yara doluyor debisi Şattül Arab’ın ağırlaşıyor yükü Körfez’in El Baran’ın saçlarından Hayfa’nın gözlerinden Trablus’un çehresinden Filistin’in semalarından tarihe emperyalist kan emicilerin soykırımı yağıyor kan sürüyor yatağını yerkürenin sürükleniyor Karadeniz’e Ege’ye Akdeniz’e maviliklerin ağartısından ölüm sağılıyor biberonlara kuzuların çığlıkları ışıyışların genzinde paramparça nazlı hilal açıyor ağuşunu gölgesine sığınan mültecilere ağlıyor sessizliğinde ezanlar boğuluyor segahlar hüzzamlar kayıp ey!Sancağımın dibine düşen acı yurtsuz sabahlarına kimsesizliğimin kefen biçen sızı kanlı secdelerimin kundağında kıyama kalkan sabi çaresizliğimin utancında ezildiğim, masumiyetim affet ne olur ! Affet yüreğime gömülen mezarın hürmetine… ’’Yarpuz edebiyat sayı 30’’ |