BANA ÇOCUKLUĞUMU GERİ VER
Vahşiliğine yenildiğim de hayatın.
Gölgelerine sığındım kuytularımın. Ceylanların gözlerinde aradım seni. Ölümün eşiğiydi beklediğim. Yalancı fecirlerine aldandım. Ya ölümü öldürecektim. Saçlarında saklı kalan. Ya da ninemin kayıp zamanını. Yeniden diriltecektim. Olmadı be gülüm. Ne sen adam Smith’i tanımıştın. Ne de ben Karl Marks’ı biliyordum. Anadoluyu sakladım avuçlarımda. Kem gözlerden korudum. Nice yiğitler bıraktım meydanlara. Ve nice sevdaları yüklendi genç kızlar. Altın sandukalara kilitledim de. Geleceğin altın sadakatini. Bir kendimi kurtaramadım. Varsın bir yiğit öldü desinler ne çıkar. Kahbeliğine kanmadım arada kalmışlıkların. Bir bir topladım karelerini fotoğrafların. Kaç kurşun sıktım alnına. Bir bardak suda kayboluşumun. Ve bilmem… Kaç bin yıl öteden gelen varoluşumun. Zannetmeki vazgeçtim be gülüm. Sürgünündeyim yorgunluklarımın. Ömür çiçeğimde karar kılmışsam eğer, Göçmen kuşlarına takılıp kalmışsam… Vurgun yemişsem mavilerin en derininde. Sen gelmişsen aklıma, Vefasızlığın tam orta yerinde… Al götür beni buralardan. Yıldızların da ötesinde, Muti ve munis meleklerin, Günahsız kelebeklerin, Sorgusuz,sualsiz sevişmelerin, Sevenlerin,sevilenlerin ülkesinde… Var mı ki bana da bir yer, Al bütün bir ömrüm senin olsun. Bana çocukluğumu geri ver…. Mehmet DALKANAT |