GÜNEŞİN GELİNİBereket yağmurlarıyla geldi bahar. Ceylanlar bıraktı gözlerini ovaya… Ekinler vazgeçti sarıya çalan renklerinden. İshak’tan bir çocuk nasıl olabilirdi… Ve bir adam ağlıyordu hıçkırıklar içinde… Anlayacak kim kalmıştı derdinden… Zemzem suları karıştı ırmağına. Hacer’ in duasından sonra açtı çiçekler. Denizin dibindeki karanlıklar kadar… Rahmet yağmurların da eridi ihanetler… Su yürüdü; kurumuş gövdeli ağaçlarına… Ve bir adam ayağa kalktı yeniden… Tanrılar kadar kasları gerilmişti. Ova’ nın eski adıydı Anatolia… Kan ter içindeydi koşuyordu pervasızca. Bakışları güneşin doğduğu yereydi… Güneşin ziyasından korktu baykuşlar… Çakallar geceye sığındılar sessizce… Bir gelin attı kara duvağını üstünden. Yürüdü güneşe doğru pervasızca… Ve bir adam kanlı gözyaşlarını bıraktı ovaya… Bir alev çıktı toprak kokusu nefesinden… Bir ses yankılandı dağlara doğru… Ey güneş’in gelini!... Tut bu adamın ellerinden… Mehmet DALKANAT |
Çakallar geceye sığındılar sessizce…
Bir gelin attı kara duvağını üstünden.
Yürüdü güneşe doğru pervasızca…
Ve bir adam kanlı gözyaşlarını bıraktı ovaya…
Bir alev çıktı toprak kokusu nefesinden…
Bir ses yankılandı dağlara doğru…
Ey güneş’in gelini!...
Tut bu adamın ellerinden…
Değerli dost yürek şiiriniz sayfaya bir güneş gibi düştü ,yüreğinizdeki o güzellikleri bırakıp gittiniz bu güzel mısralarla..Öyle bir yüreksiniz ki siz ne kelimeler yeter ne de kurduğum cümlelerim canım kardeşim,Kalbiniz hep güneş ışığı gibi pırıl pırıl kalsın..Tebriklerim çok bu güzel dizelere..Kutladım kardeş yüreği..
saygılarımla
Bahar