OKU ALLAH’IN ADIYLAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Şirk dininin temeli, bir grup insanı zenginleştiren, diğerlerini ise fakir bırakan ekonomik anlayıştır. Bu ekonomik sistem, var olabilmek ve varlığını sürdürebilmek için dine ihtiyaç duymaktadır. Zira din kadar insanları kendiliklerinden boyun eğmeye sevk eden güçlü hiçbir etken yoktur. Bu görevi daima, şirk dini, statükoyu muhafaza ederek yerine getirmiştir.”
“Doğru olan bir şey daha vardır ki, o da şirk dininin, zillet, sıkıntı, çaresizlik ve cehalet içinde yüzen halkları, içinde bulundukları durumun kendileri, ataları ve çocukları için ilahî bir takdir olduğuna inandıran ve buna teslim olmaya çağıran bir uyuşturucu görevini görmesidir.” Ali ŞERİATİ “Evinde yiyeceği olmayıp da kılıcını alıp sokağa fırlamayana şaşarım!” Ebû Zer "Peygamberimizin sağlığında inkarcıların sürekli istedikleri; yerlerden pınar fışkırtmak, dağı altın yapmak, ayı yarmak, parmaklarından su akıtmak, bir kap hurma ile binlerce kişiyi doyurmak, gelecekte kimin başına ne geleceğini haber vermek gibi bir çok mecnunluk, kahinlik, şairlik, sihirbazlık gösterilerinin, vefatından sonra Müslümanlar tarafından ona ’yaptırıldığını’ görüyoruz.” “Tapılacak, hüngürdeyerek şiirler düzülecek, deflerin kafası kopartılarak mevlitler okunacak değil, yere indirilip elini omzunda büyütecek… Peygamberi böyle düşünürüm ben.”İhsan ELİAÇIK OKU ALLAH’IN ADIYLA Ve hıradan yükseldi o ses. Aylardır süren sevr suskunluğu ve murakebe. Ey Muhammed “Ikra bism-i Rabbike” I.Okuyuş Rab bizim rabbimiz. Hepimiz biliriz ki; Eşi ve benzeri yoktur. Kabe bizim kabemiz. Hepimiz biliriz ki ; Rabbin bize emanetidir. Kırkda bir zekat geleneğimizdir. Bize atalarımızdan kalan. Namaz bizim namazımız. Yüzyıllardır süregelen. Lat Uzza Menat ve Hubel unutmayız onları Çıkamayız izlerinden. İsmail’den, İbrahim’den İshak’dan kalan. Kanaat önderlerimiz. Ben Ebu Cehil mekkenin en ulularından. Takvimler hicretten önce bilmem hangi zaman. Bahçeler benim bahçelerim. Pazarlar benim. Gelip geçen kervanlar benden sorulur. Mekkenin en güzel körpe kızları benim için büyürler. Sayıları belirsiz… Benim için doğar köleler,benim için yaşar, benim için ölürler. Kime ne vereceğim, kimden ne alacağım, Ben bilirim. Kimin kimden doğacağını ben tayin ederim. Döşeğine doğan çocuklar benim çocuklarımdır. Secde ettirmeden secde etmem. Rabbin ikramı benim içindir. Ben Ebu Cehil mekkenin en ulularından. Takvimler hicretten önce bilmem hangi zaman Ömer ağlıyordu hıçkırıklar içinde. Yiğit Ömer, adil Ömer, Mert ömer. Hangi puştun döşeğine ikram olacaktı güzel kızı Aç kalmamak adına üstelik rabbin emriyle… Talha ağlıyordu çıkamıyordu çukurundan. Ne kadar koştursa da panayırdan panayıra. Bir yudum özgürlük için. Hiç kurtulamamıştı uluların kesesinden. Üstelik rabbin emriyle faiz batağından. Bilal ağlıyordu değişmez kaderine Kederinden… Oysa çok da farklı değillerdi diğerlerinden. Ammar ağlıyordu çocuklar için. Bir tek hurma alamıyordu bahçelerinden. Yer ağlıyordu, gök ağlıyordu, çöl ağlıyordu. Rablerinin ayakları Kisranın sarayında geziniyordu. Gözleri maviydi ve konstantine esir alınmıştı. Kimsesizler, çaresizler, yetimler,yoksullar Ve tüm proletörler …bekliyorlardı… Ben ebu cehil mekkenin en ulularından. Rab benim rabbimdir…. Ben romayım bendedir güç kılıç ve kalkan. Ben sönmeyen ateş, üstün enerji. Takvimler İsa’dan sonra bilmem hangi zaman…. II.Risalet “Ey örtüsüne bürünen kalk ve korkut” Mekke’yi okumuştu, Bizans’ı okumuştu, Kisra’yı okumuştu,zulmü okumuştu… Ama bitmeyen dalgalar halinde gelen bu ses neyin nesiydi. Ey muhhammed sen yoksulun yetimin çaresizin yanındasın, Ve hiç yalan söylemezsin diyordu Hatice. Bu ses kardeşlerin İsa’ya Musa’ya Yusuf’a gelen sestir. Korkma ve gerçek Rabbin sesine kulak ver. Bu adaletin sesidir. Bu hakkın sesidir. Bu garib gurabanın sesidir. Bu hakları elinden alınmış olanların sesidir. Bu pazara çekilmiş kadınların özgürlük sesidir. Bu ses kölelerin sesidir. Bu ses insan olmanın sesidir. Büyü bozuluyordu. Ölü kent yeni bir dirilişe uyanıyordu her sabah. Ve ışıkları yanıyordu evlerin bir bir. Bölüşeceksiniz, paylaşacaksınız mülk allahındır. Yuksulun yetimin fakirin hakkını gözeteceksiniz. Bahçe sahipleri Muhammed’in Rabbi servet düşmanı diyorlardı. İçimizden birine gelmeli değil miydi böyle bir risalet. Bu anarşisttir, bu teröristtir. Bu bozgunculukdur. Elimizden almaya gelmiştir iktidarimızı, mallarımızı, mülklerimizi. Dinde bizimdir, rab de bizim, mal da bizimdir mülk de bizim… Öldürüldüler, sürgüne gönderildiler, aç bırakıldılar. Hicret ettiler evlerine yeniden dönmek için. Savaştılar, barış yaptılar, yendiler, yenildiler. Medine de evrene ilk adalet devletini verdiler. Yol haritası muhammedin gönlüne dokunmuştu. Yoldan sapan oldukça, yoluna koyulmuştu. 23 yıl sonunda tüm cihana duyulmuştu. III.Sürekli devrim Muhammedin sevdası sönmeyecek ateşti. Muhammedin devrimi bitmeyecek süreçti. Avucunda tuttular o ateşi müminler. Hakk-ı adalet için canlarını verdiler. Kanlarıyla besledi sahabeler devrimi Ömer’in sırtındaki hançerle yenilendi. Saltanata geçit yok diye durdu dev gibi. Alin’in sırtındaki bıçakla bileylendi. Yetmedi kerbelada tarihe not düşüldü. Sırada Evlad-ı Resul devrime gölge düştü. Yetmedi (Ebu) Zeri çöle sürgün ettiler. Muhammed’in dinini Rebezeye gömdüler. Bin yıl sonra gelecek çocuklara mirastı. Ebu zer hakikate giydirilmiş libastı. O gün bu gün evrene bir umuttu Muhammed. Tüm zamanlar içinde kurtuluştu Muhammed. Ne zamanki mazlumlar çaresiz kalacaklar. Başka çıkar yolu yok Muhammed’i bulacaklar. Başka çıkar yolu yok Muhammed’i bilecekler. Mehmet DALKANAT |
Daha islam gelmeden, cahaletin en üst seviyede olduğu bir dönemde bile, kendi çizgisini koruyabilmiş ender kişilik. Ne güzelsin sevgili peygamberim, Rabbim yolundan gelmeyi nasip eylesin. Çok güzel huzur dolu dizeler. Kaleminize, kelamınıza sağlık.