Güneşi yadırganmış gülüşler serpilirken boş duvar tenhalığında bir güzellik daha vakti geldiğinden boynunu bükmüş sonraki baharı bekliyordu eksik sevinciyle kar mevsimi ertesiydi saçlarım radyoda yalnız ama tiz bir irkilme gökyüzü yıldız kaybından yeryüzü insan ayıbından muzdarip hatıra müzesi aklımın koridorlarında bir emanet gibi saklıyordum yokluğunu annemin üç incir ağacı şahidimdi yalnızlığıma.
Cenneti hayalleyen küskün voltalarken sinsi yanılmışlıklarla fikrim kuruntusu ayyuka çıkmış insanları ağırlıyordu hasretleniyordu ellerim düştüğümde sıcak iklimlere huzuru işaretleyen duâları ağlıyordu gözlerim ay vurgundu hasadı vakitsiz bahçeme beyaz tüylü kedi sesleri huzur umutkaybı yorgunluk pompalayan kâlbim naftalinlendikçe üzgü sandıklarına döküldüğüm yerden yine kendime doluyordum üç incir gölgesi şefkatliyordu yan(ıl)mışlığımı.
Bir yaprağı bile kalmayan sanrı ağacıma bin balta daha vuruluyordu tutulmayan sözlerin selasında kuruydu sular denizler çöl kuşları çerçevelenmiş umut gölgesi mavi avuntularını yalan kelimesine hapseden önsözü şiir sonsözü hüsran sayhalarında savruluyordu diriliyordu ölüm azrail pençelerinde yüzümde bir gece ayazı üç incir ağacı şahitti bitmişliğime.
Uzun cümleli hayıflanmaları hapsettiğim bir âh şahadetini müjdeliyordu yorulmuşluğuma sorgularım sonsuz -ahiret nerdeydi hayat öldüyse! kaderin son kıyağı kefenime sarılıp yaşamı çalınmış çocuklarıda alıp nefesime dirilişi doğruluk olan diyârlar arayıp buluyordum ve o üç incir ağacının altına defnediyordum kendimi kuşları firâri penceremin ardında gücendiğim hayatın sürpriz sevinçleriyle.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hüsran Sayhaları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hüsran Sayhaları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Esirgeyen ve bağışlayan hakkı için çok bil(me)diği şey var dilimin mahremiyete dikkat edilmeyen evlerde çocuklu düşler peydah edilmeli mi haram olan sözlerin ağırlığı incitiyor gözlerimi
bilmem ben uçurtmaların ardına takılan zamanın nasıl geçtiğini kaç vazifeli meleğin hiddetle ar perdesi yırtılanı sessizce kalemiyle defn ettiğini
meselâ öğrenmeyi hiç bilmeyen çocuk gibi istemek değil istediğim haz almak bunlardan berî baskın yapılıp suçlu gözüyle yakalanan gibi değil daha çok yetiştirilmek üzere bırakılan biri gibi şefkâti esirgeyenler tarafından bu yüzden yataklarını mutlaka ayırdım rüyâlarımın hiç biri birbiriyle sevişmemeli
bilinçaltı fobisi gibi mi bilmek bilmem ama bilmemek daha iyi
'şiirde bile bile gezindim' cümlesinde ki 'bile' bile incindi
en iyisi tebrikler
Zeynepece tarafından 1/13/2016 11:29:45 PM zamanında düzenlenmiştir.