48
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
5921
Okunma
Defterin son sayfası misali doldum,
tarihsiz takvimlerle vurdum damgayı tükenmişliğime,
adeta bahar hazırlıkları bitti kelimelerimde de, başladı kış uykusu taa derinler(d)e...
Anladım ki;
Şair topraktır biraz, ölüdür,
dağ başında duman altı Aşk’ın külüdür.
Şiirse tütsüdür ruhta,
uykusuz gözlerin, şafağı söktüğü sabahın körüdür.
sevmek;
gizlemekti herşeyi pembe yalanda
işporta tezgahında gururluca yıldızlara,
göğsünü gere gere(!)
sergilemekti ya da korkusuzca.
-çözemedim, yine Muamma-
düşündüm ki;
aynı yollarda ayrı kaderlere adım atmaktır "hayat"
her şeyden bîhaber
pusmaktır beyaz bulutların inadına
siyaha gelin olmuş yıldızların arkasına "ölüm"
ve
tutunmaktır dolunaya sapsarı kehribarında çölün
merdivensiz tırmanmaktır göğe "güven"
olsa da sonu gergefli zulüm.
derler ki;
dudaklar sussa da kalbin yüz dili vardır,
derim ki;
susan her dil yürekte yanan nârdır.
dediler ki;
dikensiz kaktüs çiçeğine benzer
Lila renginde huzura erince olsa da bağrın yanık,
ve
ödüldür;
gafletinden sığındığın kalabalığın gecede yalnızlık.
sustum
suskunluk kor olsa da içimde
kendimi temize çekercesine,
Rabia anamızın nurunun yüzü suyu hürmetine
ellerim semada, dilim lâl biçimde
tek/bir yüreğim zikrediyor yüce Rabbime.
biliyorum ki;
melankolik haldeyim,
yürek yanmaktan bezmiş, dildâr beklemekte,
bir çıkış yolu...
bir çıkış yolu fallarda görünmemekte.
kararlıyım;
kendime gelebilmek adına,
Âşık Veysel yolunda, "iki kapılı bir Han’da"
geç kalan eyvahım ve sarmaşık aklımla
kadere kuvvet, kedere mühlet
seferiyim Terk-i Diyarlara
b i t t i . . .
kalmadı eser, yaşamak için O’nca sebepten,
hesabı sorulmalı sillenin sırra kadem felekten ...
-geçmişten 1 ocak soğuğu -
5.0
100% (54)