gözlerindeki rüzgar...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden
aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları bir harfin başlattığı yangın ile söndür beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım öyle mahzun ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın... İsmet Özel gittin madem beni hiç bekleme Allahı anımsatan yer öksüzlüklerindeysen kuşların çabuk silinen ayak izlerinde yiter güneşin ilk ışıkları ah o an herşey ne acımasız olur bir bilsen sırtını dön o vakit yüzüme benzettiğin her şeye yalancı bir deniz mavisi al eline zaten bütün şairler kendi ayaklarıyla kıracaktır bileklerindeki porsuk trenlerin şehre meyyal siyahını sen hiçbir şehre denizden gitme garlar adını yitirir belleğimde göğe hain ellerinde... ve işte sustum tüm "dağınık şarkıları"nı bir ömre kırık çocuk ezgilerini düğümleyen... çukurlarımdan gülüşlü gamze lanetleri dökülüyor göksel mevsimlerin Allaha sığındıran devinimlerine. kim bilir nasıldı "dağınık değilken şarkıları" erken ölen çocukların. ben her yangında acemi bir zümrüt yeşili her sönüşte Allaha havale ederim rengimin hallerini her doğuşta ölümcül bir yaşam emaresi ki sen elini ez/elimden çekensin, kimi sevsem kar gibi dökülüyorum ruhumun cebi yırtık kimden gitsem cebimi dikiyorum yaralarımla berelerimi kim sökecek kim iyileştirecek kanserli hallerimi? kimi sevsem ben oluyor kimi sevsem sana öykünüyorum cebimden dökülmüş yaşanmamışlıklarımın izlerini sürerek üzerinde yeminler tükürdüğüm yaraların kabuğuna benziyor sırtımdaki zehir. yüzüne dönmüştüm. aslıma dönmüştüm. kimi sevsem biraz ben ölüyorum... kalk kop/uk şahdamarımdan adımı sil levh-i mahfuzundan yolcuları kan tutsun seni gülüş elinde soğuk bir bıçak bir gül kurusu bir intihar götür gittiğin yolun sonundakilere üçü de bana kanayacak! sahi den iz den gidilmez! sıkıca sök benlerimi giderken kimi sevsem biraz ben ölüyorum üst dudağımdan... |
Resmi ve sevimsiz bir arabada bir bere sökülmesiyle başlar bu sürgün, çokça şiirlerden geçer , çokça şarkıları dağıtır ve sonu sizi yine başa götürür, çünkü muhakkak unutulan atlanılan bir şeyler vardır hissiyatı bir son olamaz...
Heeee