Bireysel dertlerin kabuğunu kırıp da toplumsal , insani dert ve sorunlara dokunabildiğince şiirdir şiir ... Bir gruba, kitleye, topluma değil , tüm insanlığa selam olsun şiirlerim ...
I
takvimlerden düşerken bir yaprak daha savrulur ömür mevsiminden bir sen bir ben bir de bizden biri
çoktan sararmış yaşanmışlıklar defnedilirken göz pınarlarında sitemler bırakılır gök maviliklere mutluluktan yana çaresiz -an-lara hep yaşanamamışlıklara
günler aylar ve yıllar eskir işte zamanla ve eskitir insanı bazen insan da
II
gözlerinde tarifsiz renklerin hayallerini dilinde buruk ve kekremsi bir tadı bazen bir çocuktur bırakır geride bazen bir genç kız son vedaların beyaza çalar rengi gün gün kanı çekilirken yüzünde
oysa, yaşam sevgileri taşarken yüreklerinde bu günü ve yarını kalmayan sonbahar vurgunu düşlerin hızla solar çiçekleri zaman durmaz alıp götürür uzaklara gam dolar keder yazılır sayfalara en sevgili parçana eklersin koparır da çaresiz ellerini ve yaşam sevinçlerini bırakır gidersin onkoloji servislerinde her şeyini her şeyini
III
takvimlerden düşer bir yaprak daha savrulur ömür mevsiminden bir sen bir ben bir de bizden biri
ağlamak vardır artık bir lokma ekmeği bir yudum suyu veremediğimiz nice çocukları yitiririz yetersiz beslenmeden der de avutur muyuz kandırır mıyız kendimizi -açlık-dır adı bu ölümlerin oysa bu dünya zenginlikleri biliriz hepimizi yaşatabilmeye de yeterdi paylaşmayı bilebilseydik eğer sömürülmeseydik yoksulluklara mahkum edilmeseydik insan olana yeterdi
IV
yeni bir yıla girerken yurdundan yuvasından sürgün baki milyonlarcasına gün gün yenileri eklenen aç sefil kimsesiz göçmenlerimiz terör kurbanı canlarını bırakarak geride evini yurdunu terk eden gariplerimiz yoksul kimsesiz ve sahipsiz kar altında kaderine sarınmış sur diplerinde yıkık harabelerde terk edilmiş ölümünü bekleyen bizim insanlarımız bizim insanlarımız
V
hoş geldin yeni yıl sevinçleri çok uzak şimdi bize ağlamak var şimdi insanın insana ihanetlerine
alçaklığı sömürgeci emperyalizmin hainliği önce vatana sonra kendi insanına ölümü yazması suçsuz günahsız insanların alınlarının ortasına kaderlerinin baş sayfalarına
VI
takvimlerden düşer bir yaprak daha savrulur ömür mevsiminden bir sen bir ben bir de bizden biri
yeni yıla girerken bir can daha tadacak ölümü bir canla bitmeyecek ardı arkası kesilmeyecek toplu katliamları yaşayacağız biz insanlık şeytanın hizmetkarı hainlerce vurulacağız her hangi bir yerde ölümün soğuk yüzüne alıştırılacağız üzerinden kimlik çıkmayan kimliksiz çocuklarımızın cesetleri toplanacak sahillerden
ve takvimleri unutturacaklar yalnızca acıyı anımsayacağız yaşamayı unuttuğumuz yeni yılda bir sen bir ben bizden birileri bir de savruluruz ömür mevsiminden son nefeslerimizde
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ağlamak var şimdi ... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ağlamak var şimdi ... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Bunca şiirlerle, yazılarla yazıyor, paylaşıyoruz insanın insan ihanetlerini... İnsan ne yapıyor? Kendisini kesecek kasabının bıçağını sevgiyle saf saf yalayan kuzular gibi, kendisini bütün toplumlar olarak satan, iç savaşlarla ve parçalanmalarla sömürge haline getirmeye yönelen hain ihanetlerin çirkef suç ortaklarının bıçaklarını yalıyor ve onları neredeyse ilahlaştırıyor insanlık... Algı mühendislikleri ... En büyük afyon olan din ve inançları kullanılarak beyinlerine, akıllarına, gören gözlerine, işiten kulaklarına tecavüz edilmiş toplumlar, dizi dizi kuzular uyumluluğuyla kendilerine hazırlanan uçurumlara saf saf yürümektedirler. Bunun da ; en hayırlı, en muteber insan davranışı olduğuna inandırılmış olmaları da ayrı bir yaradır insanlık için... Temel dert, malesef, ağır cehalet ...
valla kimsenin terörü falan destekleyeceğini sanmıyorum ; ancak destekleyenleri de herkes defalarca öpüp başlara tac ediliyorlar her defasında.. o yüzden kimsenin kimseye çok bi lafı olmasa gerek.. evet ..çok ac sefil çoluk çocuk ve kadınlarımız var .onun içinde sanırım memlektektimizin bir 'Robin Hut'a ihtiyacı var gibi.yoksa bu Ekonomik ve Siyasi dengesizlik sürüp gittiği sürece.. daha çok şiirler yazarız .savrulup giden yıllara ve yolsuzluklara.. kahpeliklre ..
yalnız parantez açıyorum sizede ( ........ ) küfür etmeden de sitemlerimizi ilete bilirirdiniz.. mutlu yıllar diliyorum . ...
beren yılmaz tarafından 12/31/2015 5:20:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
alçaklığı sömürgeci emperyalizmin hainliği önce vatana sonra kendi insanına ölümü yazması suçsuz günahsız insanların alınlarının ortasına kaderlerinin baş sayfalarına ..... .....
Yazmışım...
Yetersiz beslenme nedeniyle açlıktan ölen milyonların faillerini anlatmışım şiirde ve onlara küfretmişim evet... Onlara biat eden ve onları ilahlaştıran cehaletin ve din duyguları en başta olmak üzere, inançlarıyla kandırılarak uyuşturulan kitlelerin "çok yaşaa " sloganlarına biraz ters düşüyor olsa da, hak ettikleri inanın ki çok daha fazlasıdır. İhanet ettikleri, doğrudan doğruya insanlıktır insan'dır çünkü...
Dünyanın En Tuhaf Mahluku...
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
1947
Nazım Hikmet