mesela görünmezliğimizi gören bizi ve acılarımızı fark eden ya da hisseden var mı !
kayıp mıyız biz şimdi ! kendi içimizde bile öldürdüler mi bizi !
var yok arası bir hiçliğin yaşamsal biçimlenişi bunların hepsi ak pak dünyaların doğuştan kirlenmiş çocuklarıyız hırsızın bile çalamayacağı kadar değersiz kurgulanmış dünyalarının alıcısı olmayan dost görünen kurtarıcılarının hükmü sabit yıkımlarına kör yazgılarıyla kucak kucağa yapayalnız bırakılmış öksüz kalabalıklar
beklentileri sıfırlanmış algısız insan suretleriyiz sürüler halinde yoklukları kabullenmişlik kuyularında aydınlığı unuturken çürüyen hafızalarımız bakımsız aç ve ruhsuz kalmış beden varlıklarımız " sen çok yaşa sultanım " yavşamalarına biçimlenmiş bitmeyen tezahüratlarla yolsuzluklara yol oluşlarımız ezilmeyi içselleştiren inceden ezik ruhlarımız başka bir görünmezlik boyutunda feveranlarımız biz bunlar mıyız ! biz bunlar mıydık !
yaşıyor muyuz şimdi bir gören var mı bizi !
kayıp mıyız yok mu edildik bizi kaybedenler kim olanın bitenin kurgulayıcıları kimlerdi bizi harcayışları nedendi bizi kendi içimizde mi öldürdüler! yok, her birimiz bir lağım faresiydik de fark mı edemedik kendimizi "insansın" diye kimler kandırdı ulan bizi !
dokuz ay on beş gün karnında taşıyan analarımız affetsin bu şahsiyetsizlikleri insan yavrusu olacak ümidiyle doğurmuştu oysa ki onlar bizi
yok bunca güdük kalışların mazereti hepten çapsızlıklar aslında bütün bunlar yaşamsal hikeyelerimizin özeti değil mi ki insan kalitesine ziyadesiyle ulaşamamışlıklar
az geliyor işte bütün bunlar bize tahammül sınırlarımız erdemsizlik zirveleri mezhebi geniş yaradılmışız belli ki kasabına sevdalı kuzuların değişmeyen itaatkar ve bitmeyen meleyişleri
kesin elbet bu gözü sürmeli kuzuları bunlardan insan çıkmaz belli ki çıkmayacak bunlar kahpeliklerin yağcıları yalakaları neslini yok etsen de itaatkarlığı sabit kesimlik süt danaları kınalı süt kuzuları
ben sen o biz siz onlar yalakalığın kitabını yazanlar soruyorum yeniden dilsiz dinsiz imansızlar
yaşıyor muyuz şimdi bir gören var mı bizi kayıp mıyız yok mu edildik kaybeden kimdi neden di ruhlarımızdaki bu eziklik bu çürümüşlük hali !
kendi içimizde bile öldürdüler mi bizi ! ... kendi neslinin katlinden dahi çıkar sağlayabilen karaktersiz dürzüler biz şimdi ! kasabına sevdalı hepten uyuz kesilmeye asla doymayan kurbanlar mıyız
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
açık görüş sorguları ... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
açık görüş sorguları ... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
1947
Nazım Hikmet
Bir büyük ustamızdır örnek aldığım ... Toplumları uykulardan uyandırabilmelerin başka da bir yolu yoktur.
Mert YİĞİTCAN tarafından 2/4/2016 8:29:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
Nazım Usta insanlığın haykıramadığını sonsuza kadar haykırmaya devam edecek Şiirleriyle .
Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yani ağır bastığından.
Dünyanın Bugünlerde konuştuğu Zika virüsü aklıma geldi etkili şiirinizi okuyunca birdenbire bilmem nedense . ...
' Böceklerden bulaşan virüslerle ilgili araştırmalarını 30 yıldır sürdüren Lutwama, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amerika kıtasındaki Zika virüsü salgınının, sadece destekleyici tedavi yoluyla ve virüsü taşıyan sivrisinekleri kontrol altına alarak azaltılabileceğini belirtti.
Virüsün, Afrika ve Asya'da türeyen olmak üzere, birbirinden farklı iki çeşidi olduğunu bildiren Lutwama, "Amerika'da sorun açan virüs Asya'dan gelip, Mikronezya ve Polinezya'ya giderek, oradan da Güney Amerika'ya ulaşıyor" dedi.
'Lutwama, "Virüs yalnızca hücrelere girdiğinde yaşıyor, virüsü öldürmek, hücreleri de öldürmek, yani insanı öldürmek demek oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Zika virüsünün hamileler ve henüz doğmamış çocuklar için riskine işaret eden Dr. Lutwama, "Anne karnında bebekler çok hızlı büyür ve rahme bir virüs girdiğinde, virüs de çocukla birlikte büyür. Bu, hızla büyüyen hücrelerde çok sayıda virüsün türediği anlamına gelir ki, bu da çocukları etkilemektedir" ifadelerini kullandı.' AA 31,1,2016
Acı gerçekleri sıralayan Akıl yorduran Kaleminize saygımla
Teşekkür ediyorum
.
YAŞAYANKELİME tarafından 1/31/2016 10:33:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
söyleyebilecek hazıları kalırsa bizim bildiğimizi hatırlayabilecekler mi ki şiirlede olsa söylemediklerimizi söylemeye ve söyletmeye devam
güzellikten, akıldan yana acılarımızla büyüttüğümüz umudumuzu güven, huzur ve sevgiyle beslemeye devam ..
ne kadar kötü insanlar varsa bu dünyada o kadar iyi ve güzel insanlar olacaktır daima ...
egocuklar gerçekleri görmekten kaçsalar bile en kuytu köşelerde saklanmış, köle olmuş benlikleriyle yüzyüze geldiklerinde gerçeklerle yüzleştikçe helak olacaklar sonsuza kadar kendi içlerinde ..
neyse !! :)
Mert yüreinize selam saygı olsun her dem mürekekb - İ Şiirle
Haklısın Kalem Dostum . Kusuruma bakmayın yoğunluktan edebiyat defterine her gün uğrama lüksümüz yok . Arada bir gerçekleri haykıran Değerli Kalemleri okudukça Kendimize döneriz Bir Gün ..
Kim bilir ?
Zika Virüsünün Türkiye sıçraması ögörülmiyor şimdilik çok Şükür. Tropik iklimlerde yayılan bir virüs olduğu tespit etmiş bilim adamları .
Fakat , günde bin 110 hırsızlık oluyor . Bu resmi rakam Türkiyede. Kayıt altında olmayan daha yüzlercesi var . Sadece Diyarbakır ' da 12 bin kişi hırsızlıktan sabıkalı . Kabadayıların ve sabıkalı kişilerin çoğaldığını . Göç yoksulluk, yoksunluk çoğalıyor .. Yaşıyoruz, şahit oluyoruz, gözlemliyoruz hep birlikte .
10-12 yaşında ki bir çocuk geçen haberleri okurken aynen şöyle diyor bir söyleşi haberinde ; ' ya kapacaksın, ya acından öleceksin '
Her şeye Ve hiç şeye.
ağlayan yok ağlayış var
' ölülere ağlayan göz kalmayacak ki '
ağlayan yok ağlayış var
ölülere ağlayan göz kalmayacak ki insan kalmayacak ki şair kalmayacak ki
yoklar ve varmış gibi görünenler arasında çekilmez bi pisikolojik savaş oyunu oynatılıyordu .
bu toplumsal bunalım şiirlere, kalemlere, sanat eserlerine vs yansıması kaçınılmaz elbette .
Çocuklarımız bu buhranları okuya bildikleri şiirlerden, yazılardan, dinleyip, söyleyip, öğrene bildikleri bigi ve şarkılarla hatırlaya bildikleri kadar gerçeği yaşamaya çalışacaklardır .
Çok teşekkür ediyorum değerli kaleminize . Herkesin kin, nefret, saygısızlık kustuğu bu devirde herkesi sevmeye çalışmadan olgun ve akılcı bir karakter ile kendimize güvenerek yaşamaya ve yazmaya devam
Tespitiniz çok yerinde . Eminim ki, geniş toplum yığınlarının algıları ve beyinsel fonksiyonları bir biçimde yok edilmekte, sakat bırakılmakta ...
Böyle olmasa idi, toplumlar, kendi katlini planlayan ve gerçekleştiren iblislerine böylesine kölelik yarışlarına girmezlerdi.
Örneğin 2008 yılında ABD de para piyasalarında patlayan balon yüzünden büyük servetler ya da var olun küçük birikimlerini, evlerini barklarını, işlerini güçlerini kaybeden milyonlarca insanlara rağmen ABD yönetimi ve Merkez Bankasının, o büyük ekonomik çöküşe yol açan türev piyasalardaki , tüm yatırımcıların aleyhine döndürülen dolapların hiç birisinde bir düzeltmeye ve toplum aleyhine dönüşen tüm uygulardan geriye dönmeye niyetlerinin dahi olmamasıyla görülmektedir.
2008 krizinden bu güne kadar, iflas eden ülke ekonomilerini, büyük oranda ekonomik krizlere girerek büyüme hızları eksilere düşen, işsizlik oranları aşırı yükselen tüm dünyanın milyarlarca insanlarının ceplerinden çalınanlar, maruz bırakıldıkları fakirleştirilmeler, yoksullaştırılmaları gerçeklerine rağmen, ABD dolarındaki değerlenme ve diğer para birimlerinin güdük kalışları ... Sonuç nedir? ABD de emisyon hacmi 800 milyar dolardan 5 trilyon dolara yükselmiş ve dolar da ayrıca tüm dünya para birimleri karşısında ciddi anlamda değer kazanmış...ABD emisyon hacminin 5 katı soygun gerçekleştirmiştir çok net işin açıklaması budur. İşte hırsızlığın kibarcasıyla dünya ölçeğinde uygulanan soygunlar bunlar.
Çok teşekkürler , konuya açılım getiren yorumunuz için.
Şiirinizi Taktir ederek Beğendim.
...................................... Saygı ve Selamlar...