Pasla Ovdum Düşlerimi.Bir harf düştü bastırdı kış Taht-ı Süleyman yıkıldı üstüme Sordum ilacını Lokman Hekim’den Aklı firarda olan dönemez dedi sürgünden İnkisar-ı hayale uğrama boş yere Nice sultanları tahtından etti aşk sancısı Binip de bal kabağına mim koymadan gittiler zindan sessizliğine... Astılar zamanın çaresizliğini kuşların yorgun kanatlarına... “Sin şin” muhabbeti kaldı anılar mezarlığında... Ey Meryem’in ellerindeki çocuk Uyak ararken kalbinden kalbime Gözlerin zeytin dalı olmuştu umutlarıma Güftesi aşk olan bir rahmet sağanak olup yağmıştı üzerime... Mayınlı bulutlar düğümlenmeden gülüşlerine... * Sahi ; * Sen ne zaman davet etmiştin beni inişi olmayan dik yokuşa... Dağ olup üstüme ne zaman yürüdü gidişin.. Onmaz yerimden ne zaman vurdu zalim dalgaların... İnşa ettikçe çıkmazları tutuldum kaderin anaforuna. Vurulup vurulup kanatlandım bir Anka masalında.. Küllerimden dirilen bir kundakçı yatıyor Ceza evinden kaçan göz kapaklarımda. Zakkum dalına takılan duyarsızlık çürüyor temmuz sıcağında. Zamana bırakalım dediğin zaman da ayaklanıyor karşı kıyıda ... Bir üşüme kaldı kendime düştüğümde Dağlandı akortsuz bir keman içimin sarnıcında Sırrımız feryadımız şimdi uzaklarda Köpüklerin grileştiği yağma mevsiminde hatıralar. Eriyip gidiyor acımasız bir ışıkla... Özlemin nabzı atıyor on beşinci sayfada gücüm yetmiyor üç nokta koymaya... Yusuf da kuyudan çıkalı yıl oldu yatıyor bir yetimin evinde en güzel sancıyla... Yaşamak için kullandığı kelimeleri koyuyorum ölenin mezarına.. Ferda Özsoy |
Samimi ve saygın.
................... Saygı ve Selamlarımla...