bir düş, bir şehir,bin keder
’onları toplamak
bir şiirin ilk cümlesini topal bırakmaktır bir kitabı çöpe atmak bir kütüphaneyi ateşe vermektir... sadece saçlarımı salarım ince halkayı çıkartıp onları serbest bırakırım saçlarımın böyle olmasını severim açık ve dağınık beraberinde kelimeleri buyur etmek düşer zihnimin odalarına çelik kapılardan bir, bir!’ _____________________________________________
|
Bazen bir şiir okursun
ve kederinle tam da alnının ortasından vurulursun. Bu kadar olur dersin.
Bu denli dizer bir şiir, kurşun gibi anlamıyla okuyanı ve dahî ahvâli dizelerine...
..diye dövünerek batarsın anlamın dibine dibine...
Uzun zamandır bir çay kokusu düşmemişti şiir eşliğinde zihnime..
Bu şiir de ise kederimizce demlendik dizelere ve bi çay içsek geçecek gibi herşey dedik, bir yudum daha aldık kederimizden sessizce.
Olmadı.. geçmedi!
Gerçekler dizildi ardarda cümlelerce boğazımıza ve yağmuru gözlerimize...
Neden dedim sonra niye geldik bu hâle.. anlam veremedim. Yine anlamadım insanlığa vurduğumuz anlamsız mührü ve anlamamışlığımla kaldım hayatı saf bir bakışla..
Sonra yutkundum şâirem.. ve kalkıp bir bardak çay daha koydum hem kendime hem de şiir'e..
...işte öyle.
Selam olsun güzel gönlüne.