'bu, değiştirilmemeli'bu mekanik gidiş: geç-bu soğuk ellerin temasları sivrilir yatay bir nevi geçiş şahsına düğümlenir kenarından çatlar kağıt sıkı sıkıya bağlanmışken anlama, renk de vermez her birinin sahibi siyah şehrin uzayan yollarında nefesler alışıktır ölüme bilmek de işe yaramaz, zaten biz bilmemekten hasta düşmüşüzdür ruh hastası gözlerimiz kalplere de çok iş yükü bırakılmış beynimiz salisede tanımlarken aşkı duygular, çığırın göğün tepesinde altın cenneti nerede olduğunu bilmeden mateme dayanan sevgi gelsin, otursun hoyratlığıyla renk dökülünce adına pas desinler yorulsun karbonlu demir ellerini açmadan sev diplerde o boğuk ses: mevsimler tahrik eder bedeni nabzını tatlıya bağlayan ithamlar bürünür en güzel elbisene tenin ayrı bir kokudur felsefe teşekkür ettiğinde saçlarına trajedi vaktidir, oidipus saygıyla babasını öldürürken güzeller güzeli annesidir evrime sebep bu özgürlüğün doğurduğu yer de gökcisimleri ziyaretleri başlar kılcal damarlarından fiyakalı bir sabah rengi utanç içinde kendi uzuvlarını aldatan adam olurum kafamın içi fosil biletlerin alınmadığı jiletlerin kesmediği kıllar parti verir her susuz lisans şüphelerinde belki de tersidir, kaybedilir diploma betonlaşan elleriyle, evleriyle, gözleriyle hangi kokudan bahsediyorlar çıldırtıcı bir tesadüf sonucu sistem de sinirlenir ıstırapla kalakaldığım, unutulduğumu gösteren kesirlerde biri sıfıra bölerken üzülürüm ibadet taşları fırlatmakla başlar geldikleri yere cehennemle beslenen kopuş: hüznü inkar eden mutlulukları aralayan kapılara giden yolda ne bad bir mimari iç içe önemsenmeyen bir ben olmamalıyım anlamı boşalmamalı reddimin tezahürlerle çılgın bir geometri cismine açılır kağıt bu evrene tanışmaktır her ölüm duruyor su zaman tebrik peşinde atlamadan son oksijen iki dudağın arasında gitme. |