Sayrı ve Hiçne zaman nerde şimşek çaksa, yağmur oluyorsun yoksun ne zaman nerde bir şimşek çaksa aydınlanır bedenim; çırıl ve çıplak bir yara olurum saçtan tırnağa.. gök kanıyor diyorum ve ardından çipil bir iç ses; gök kanamaz! evet gögü kanatmak isteyen her şair bilir ki gök kanamaz yalandır ve fakat kanamalıdır bir yerlerde birşeyler budur şairin telaşı kanamalı bir beyin her sesi kanatmaya meyillidir budur şairin sanrısı göksel sesler; en çok göge öykünen ve acılarını yere yakıştıramayan şair sözlerinde hazandır! her derinliği biraz daha derinleştirmek için gürler gök ve yıldırımlarını şimşeklerini salar üstüne yitik bir çukurun oysa çukurlara en çok yağamayan yağmurlar yakışır. ve bu göksel azarlanmalar hiçbir çukurun umrunda değildir onlar zehirli dillerden akan irinlerle dolma teleşındadır ve fakat hiçbir dilin hiçbir zehri hiçbir boşluğu dolduramaz... velhasıl; gök Allah’’ın çukurudur ve hiçbir deveranla dolmaz ki göğe benzeyen suretler de boşluklarını Allahtan almış birer uçurumdur sürer gider dolmaz ve iflah olmaz! |
Kalemin susmasın
________________________Selamlar