güldaneEski ve çok ağır bir kokudur yalnızlık siyah bir yol çizer yanaklarından kadının zehirler sevdasını ömrünün kedisi ölmez kendisi ölür anlıyor musun dün gece şehirler yıkıldı başımıza esrik yarım yavşak bir ay vardı karşımızda tuttu dilimizi bırakmadı melun kirpiklerimizi yoldurdu karşılığında evsiz döndüm yolunuzdan şehrinizin nasıl geçtimse artık vurulmuş kapınızdan ellerim dağıldı gitti ellerinizden sizden de başka bir yalnızlık kaldı çok bağırdım duymadı güldesteler küçük dilimle söylemişim şimdi anladım keşke anlasaydı halden sahibi kalbimin bildim dediklerinin tümü yalan dostun haline bak düşmandan yaman öyle zalimdir ki gülmemi bekleyen öldürür beni hele bu halden anlamayan dudaklarımda su ve alnımda ateş efsunludur susunca akan gözyaşları kimini can evinden vurur varsa vicdanlar kimine yol gösterir bazen yalanları benim helallik diye bir hakkım yok ki geceyle bulmuşum şirin dilini sen bir sahilde ben ortasında deryanın yıldız sanmışım pırıltılarını sahilde avuç avuç yakamoz ölülerinin umut var mı bilmiyorum artık unutmak içimden geçmiyor bir sürelik öyle kırılmışım ki tam bir kepazelik sussun şu senin ayrılık diyen dillerin |