nicedir duyduğum ölümün sesi odamın ayaz kışta bile kapatmadığım penceresi serin esen rüzgarın dostluğu çokça da sessiz muhabbeti
uzaklarda renk renk ışıyan sokak lambaları dış dünyanın gelir geçer karanlığından gecenin geçmiş zamanlara göz kırpan sadık yoldaşları uykusuz sereserpe gecelere arkadaş puslu gökyüzünden öte evrenler bilinmedik yalnızlıkları nicesi belli belirsiz yıldızlar
kısacası senaryo yine aynı değişmez kaderler değişmez kederler değişen eskiyen eskiten zaman
hiçbir şey aynı değil yine de
kendi hikayesini yazıyorken yaşayanlar parmaklarımın ucunda eriyip giden dumanıyla sonunu yazan sigaram gibi yazarken bile yazar’ lar kucaklarken yaşam sevilerini eskileri yenileri çocuk sevinçleri de
son kum tanesi gibi hikayeler kayıp ellerimden gitmekte
şu an, muhtemelen bütün kuşlar uyuyor olmalı seslerinde zamanın kum saatine asılmış biri belki bir emaneti vermekte belki son nefeste
hepsi birden yaşanıyor hem de aynı zamanların farklı anlarında ah ne dayanılmaz ağır yük ne bitip tükenmez bir travma bu
kayıp giden zamanlar akıp giden an’ lar gülenler’den çok ağlayanlar aynı anda hepsi etkili sayısız işkence
elde değil işte karşı koyulmazlıklar içimde gün güne büyüyen boşluğa düşerim bu gece bitenleri yitenleri gidenleri hissediyorum
yalnızlık garip bir ürperti tanrım muhtemelen, şu an, bu yüzden ellerim bomboş olmalı …
Şiir hep kendi hikayesini anlatır. Okuyanın heybesine düşen ise anladığı kadarıdır. Yaşam gibi ...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İçimin derin boşluğu'nda ... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İçimin derin boşluğu'nda ... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
elde değil işte karşı koyulmazlıklar içimde gün güne büyüyen boşluğa düşerim bu gece bitenleri yitenleri gidenleri hissediyorum
Geceler yitenler ve hikayeleri ile bütünleşir Onları anma zamanıdır Ölümsüz olmalıydı insanlar Ya da sadece kaderlerinden ölseydiler,tamam ölüm gerçek biliyoruz da hazin hikayelerle gitmeseydiler. Tebrikler kaleminize dostça ve dostlukla.
Eyvallah dostum var ol... Paylaşıyoruz işte duygularımızı şiir yazı biçiminde. Yoksa, elbette hiç birimiz kusursuz varlıklar değiliz. Eksiklerimiz ya da fazlalıklarımızla yalnızca insanız biz.
yalnızlık evreninin mahpus damlarına atılmışız kalabalıklar içinde sanarız kendimizi ölü ruhlar mezarlığında her birimiz eskimiş bir mezar taşıyız
almalıydı yalnızca kendi ruhunu ve bedeninin bütün insani acılarını da yanına bir kefen gibi giymeliydi insan anlamalıydı gerçek yalnızlığın ruhta olduğunu ağlamalıydı
işte o zaman girebilirdi o kapı aralığından asla yalnızlığın olmadığı mutluluk ülkesine
baharın yeşiline dalar gibi dalıp da sevgilinin dudak kıvrımlarına gözde maskaralı ışıltılarla kirpik aralıklarından yansıyan yalanlara saklanmamalıydı yalnızlar
acı’dır bütün gerçekler kanatmalıydı ölümüne oysa yalancı sevdalar aldattı gitti bizleri şimdi ağlamalı yeniden doğarken ağlar gibi
... ...
( Kalabalık yalnızlıklar isimli şiirimden ) Yalnızlık , maalesef bir hissediş değil , bir olgudur değerli arkadaşım. Yalnız geliriz ve yalnız de gideriz o bilinmezliklere ...
Ha, bu dizelerde ben çoğul acıları hissedişlerde, kendi içimde bir hesaplaşmayı ya da zamanda kayboluşu yansıtmaya çalıştım kendimce ...