anlatmayı dilediğim yerdi, çalı çırpı kokusu, ateş ve biraz dem insan her şeyi ama her şeyi unutulabilir kendi evliya kokusunda
bana bağıran tiplerdi sevmedim, yalandan kırılmasa da insan; yalanı gözlerim mi büyüyor uyku teranesinde ayaklarımla saklıyorum geleceği ne desem boş biraz da, beyhude çok ölümle yüzleşemediyse hala bağırırken nefret alfabesi kullanıyorlardı bir kayığa atlayıp kaçacakken
uçamayan kuş olduğumu anlatacağım sana senin saçın ne renk, ne çok renk; vahşi altından tehlikeli hayaller de geçebilir ilacın etkisinde kalıp insan bir şiir okuyabilir radyodan hem de şarkı çalarken sarp bir kayanın göğsünden bahsediyorum canlı kalmanın yılları uzun kıyısında gözlerimi görmediğim için şanslısın bu zaman
o kayanın berisinde eşkiya namlusuyum hayalleri mi de çalamazlar ya, kan hikaye kalır, gerçeğim şu kavgasında bana ne önemli diye de söyletemezler kayalıkların arkasında iç çekişip, tehlikeli bir hayvan olurken ayakları çıldırır insanın
bilemezsin de pahalı olduklarını anladığın sevdalardan demir aldığında iyisi mi kalacaksın öyle yalnız, kendini verip kendine başında bir hasta gibi gelip geçenleri dinleyeceksin senden bahsedecekler geçmişinden avuç içi kanayışlarından çoğaldıkça çoğalan cennetten biraz karasevdadan, kötü söz çıkarır insan ya da denebilir mi, tutsak olmak istemez aşka sahici olduğuna inandığı oncası gibi kurşun sıkar gider matematik benim topuklarımdadır en baba cebri kaç katlı olduğundan söz ederim düşeceğin ana kadar doğru bir yaklaşımdır limitsiz olmamak bir kabın kenarında
bana mı diyorsun, bana diyemezsin, bana dememeli, denmemeli kirlettiğim şu güzel tabloyu başım diyorum, bahardandır, içim diyorum, sevmektendir sahici midir, vaz geçirir mi ifadeler anlayamıyorsun
güzel seslerin tadına ekim varsın, yıldırım hızıyla ekmek kokluyor ellerin çekyatın olduğu köşede birkaç tutam tavır çekinirse kırlent düşebilir yerden korkmamalı insan, korkmamalısın bana bağırıyorlar, bana bağırdıkları için kederim bağırmasınlar bana, söyleyin suçum ne dostlar bu pazar o pazar da değil bu tezgah sevdanın ipliği
o sevdanın kuşu güzel güzel olmasına doyası sevmek, tadı nisan yağmuru o kuşun kaderi midir bilmem ayrılığa aşk kala
yine de etrafta dökülen var mı bakıyorum, masa altı çekirdek kabuklarına avuçlarımla ellerimin hurdaya çıktığı zamana eştir kolasını sevmediğim bakkalları bıraktığım sıkıca bağlanıp, savaş karşıtı bir ten yığılıyor bana benzer ne konuşacağım, kitapların bile yorgun olanını sevmişken birazdan çekip gideceğim kırmızı gelinliği sevenler aldanmasın buna kaçış da denebilir dönüyorum hürce kendime
hiç bağlamadığım ellerini çözeceğim, biraz hatıra, biraz her şey bacakların kadar günahtır artık savaşlar kapı hafif aralık
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'asunder' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'asunder' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Selam ve Dua ile...