Orta Okul Anıları / Pazar
Yalvaç pazarı Pazartesi günlerinde
binbir ayak bir ayağın üstünde Gemen’li kadınlar üzüm, fasulye Masırlılar domates, Hüyüklülüler yoğurt satardı atı semerli, ıslak heybeden bıçkıyla kesip, kar satan karcıdan sadece köylüler kar alırlardı şehirli üç beş çocuk, sanki kar alacaklarmış gbi “-karcı amca karcı amca” diye ünlerlerdi karcı “-buyur oğlum” “-karın güzel mi” adam ya cevap vermez ya da “gösteririm size” gibilerden başını olmadı elindeki bıçkıyı sallardı sonra hiçbir şey olmamış gibi “-karcı geldi karcııı” diye bağırarak yoluna devam eder, yirmibeş kuruşa kar stardı ancak; çocuklar peşini bırakmaz bu kere başka çocukları bağırtırlardı “-karcı amcaaa, karcı amca” adam başının çevirir “-ne var” “-karın güzel mi” “-güzelidi güzel olmaz mı amma öldü” .. seni bağırtana selam et gız gardaşı varmış onu alacan onu da kar yer gibi somuracan yalayıp yutacan” ardıçla çevrili parkın camiye bakan kenarı boyunca -bit pazarı - kurulurdu; müstamel giysiciler, parça basma satanlar, muşambacılar yayınırdı bohçacılar ; fiyat ne olursa olsun kazara bakana mutlaka bir şeyler kakalarlardı köşede Sait Balcı’nın gazete büfesi vardı bazı öğretmenler işlerini-güçlerini bırakır bağlı gazeteleri sayar, bağları koparırlardı ağaca asılı spor-toto tabelasını her pazartesi tebeşirle 0-/-2 diye numaralandırırdı tabeladaki Balkırspor, bazen bakırlaşırdı karşı köşede kuş üzümü sarmaşıklı bir kahvehane erkekler sıkış-tepiş oturur illa da sigara içerlerdi diğer köylülerle ölenden, olandan karşıdan-karşıya haberleşirlerdi alınanlar heybelerde, heybeler dükkan önlerinde heybeleri kadınlar, çocuklar beklerlerdi kimi sorarsan sor, bir köylü; “şuradaydı” ya da ne alacak, ne iş yaptıracaksa nerelerde olabileceğini detaylarıyla sıralardı ama –ikametgah ilmuhaberi- ya da -fakirlik ilmuhaberi - imzalanacaksa muhtar Kara Ahmet her hafta Pazar pazarlamaya gelir mutlaka köşe kahvede bulunur, “bi zahmet” yüzümüze bakarak, uzunca imzalar cebinden çıkarır soğuk mühürü nedense hohlar, sonra elinin ayasını destek yaparak uzunca basardı hem de perçinlercesine.. |
sanki kar alacaklarmış gbi
“-karcı amca
karcı amca” diye ünlerlerdi
karcı
“-buyur oğlum”
“-karın güzel mi”
Türkçe iş/te
Bu güzelliği en iyi kullananlar Kerküklülerdir.
Horyatlarına hayranım
1967 yılında merhum başbakan Demirel Kerkük'ü ziyaretinde
Kerkük kalesinin maketinin altına bir horyat yazılır
"Hoş geldin safa geldin
Sen Kaf'tan Kaf'a geldin
Ne men öldüm kurtuldum
Ne sen insafa geldin"
Yüreğinize sağlık hocam.