GÜNEŞİN GÖLGELERİ 8
8. Bölüm
.............. Muğlak düşünceler esir alıyordu zamanı Bilinmezlikler içinde çırpınıyordu aşk Ağustos sıcak ve yorgundu. Gündüzler hızlı ilerliyordu mavi suların üstüne Işık kararmış, deniz uyuya kalmıştı. Yıldızlara pranga takacak kadar kudret varsa Kalbe çivilenen mutluluk, Gök yüzünü anlatmaya cesaret edemezdi. İnsan mutsuzluğun peşinden koşmamalı Mutlu olmak için mutsuzluğa savaş açmalıydı. Gök yüzü; ne kadar maviyse o kadar da siyahtı. Yine akşam çöktü şehrin üstüne. "Merhaba prangasız yıldız Unutuyorsun duyguların yaşlandığını Onların sevgisi, şeytanın pençelerinden arınmış birer nur. Onlar sevgi dağıtan nilüfer ile gelincik çiçeğinin biçimiydi. Her şekle girmez tek bir biçim de Huzurla sulanır güneşle diri kalırdı" Yıldızlar kıskanırdı gözlerinin parlaklığını Gelincik çiçeği biçiminden utanırdı dudaklarının yüzünden İpek yumaklar saçlarından örnek alırdı. Davut ile Rabia birer örnekti ve eşleri benzerleri yoktu. Ben onlar kadar ilham veren bir çif daha görmedim. Onların tatdığı aşk kadar tatdım şiirlerini yazarken. Huzurlarınız da iki dostumu sonsuz saygıyla Anıyorum... Ve bir yasemen sabahı kuşları kadar, Özgür yüreklerini, yüreğim yaşlandıkça daha iyi anlıyorum. Onlar mutluluktu, bense sadece şanslıydım... 8. Bölüm sonu Ferit Ali Karasu . |
''Davut ile Rabia birer örnekti ve eşleri benzerleri yoktu.
Ben onlar kadar ilham veren bir çif daha görmedim. ''