Siz O Mu Sunuz
Sözlerim kifayetini yitirdi
Sizi gördüğüm günden beri Tam o anda yazıyorum bu satırları Size karşı hangi cümleyi kuracağımı bilemiyorum İçimde biriken her bir sözcüğün Nasıl bir cümleye hayat vereceğini de bilmiyorum Gözlerinizdeki kâfiyenin düşünü kurdukça Ardı ardınca dökülen dizelerin Gözlerinizin esiri olduğunu fark ederek Satırlarıma şu sözler ile hayat verdiniz Uzun zaman oldu Bir insanın gözlerinin içine bakmayalı Öncelerini de pek hatırlamam aslında Zaten geçmişimin varlığı Yüzünüze baktıkça beni terk edeceğine inanıyorum Koca bir kalabalığın içinde Kalbimin yalnızlığını aydınlatacak bakışlar arıyordum Hani şöyle yıldızları kıskandırırcasına Gülümsediği vakit Bir şehrin gecelerini aydınlatırcasına Bilmem siz O mu sunuz Bir martı şehrini andıran gökyüzü gibi Bulutların arasından sıyrılıp Gözlerimi kamaştıran sabah güneşi misiniz Kim bilir Belki yüreğimdeki şehrin en parlak yıldızı oldunuz Sabahın karanlığında Bütün bir günün yorgunluğunu Sizi düşünerek atabilirim belki de Nitekim ilk gördüğüm günden beri sizi Hayatıma giren bütün olumsuzlukları Sabahın en parlak şeyi olan Sizi düşünerek unutuyorum Bir cümleye sığdıramıyorum sizi Hangi cümleyi kursam Ona siz dökülüyor sunuz Kaç virgül koysam nefes alabilirim ki sizsiz Kaç nokta koysam durdurabilirim ki bu mısraları Zannetmeyin ki bu benim eserim Tamamen sizin bakışlarınızın Bana hissettirdiği Tatlı bir sabah uykusu Ve koca bir günün akşam yorgunluğudur Ferit Karasu On yedi ocak iki bin yirmi |