SIĞINDIM SIĞINALI GÖNÜL DERGAHINA...Neyin derdi neyin tasası Ah, bir bilsem Ve görsem tüm serzenişleri Kopup gelen uzaklardan. Hatta sorsam neden, Sureti kati pes etmem, Desem de sen yine de inanma bana. Ne çok yılgı bir bilsen, Şu yürekte neler neler yığılı: Birikmiş sayısız ayrıntı Nedir, kimdir diye asla da sorma Acılar sadece bende saklı. Günyüzü görmüş çok insan Nedense ayrı düşmüşler vicdanlarından Sebepsiz yere kabullenmek olsa Keşke tek çare Biçilmiş kılıflar belli ki Yalanlarını örtmemekte. Şükür vesilesi oysa Aldığım/ız her nefes Bu bile yetmez mi Kaderin attığı sayısız çalıma inat Nasiplenmek ne olursa olsun Varsın olsun gönülden ırak. Yadsıyamayacağım kadar çok insan Kimi münafık kimi mübarek, Kılı kırk yarsam da ömür boyu Yaranamadığım çoğu Sözüm ona sahip oldukları asil bir yürek. Ne bir sanrı benimki Ne de bir isyan Ne pişmanım ne haris Sığındım sığınalı gönül dergâhına Şükür dilimde Sahip olamadıklarım varsın Kalsın çok uzağımda. Devran bazen çok yorgun Bazen süzgün şu garip gönül Bazen kendinden geçer Yine de ne varsa Asla hicap etmediği, Mukadderatta saklı değil mi Tüm o gizem… Işığı loş bazen yolların Bazen kaçıp da ürktüğüm Sözüm ona sayısız karartı Yine de başımı kaldırıp Derinliklerinde göğün her ne ise gördüğüm. Emsalsiz işte adına ömür denen Bir dokunuşu yetmez mi dost bildiğinin Bazen bir ses Bazen bir nefes Ya da omzunda hissettiğin… Vakıfız çoğu şeye Gücümüz yeter yetmesine, Kar bilmekse sevgiyi Yüreğin her daim nasiplendiği. Ve her nüansı gönlün Yeter de artar bile Ruhunu en derinden bilemeye. |