çöp tenekesine dayanmış huzurlu bir uyku çekmek isteyen çocuğun kabusu oldu çöp arabası yalnız susmalarından korktuğum alnı temiz kuşlar bir o kadar da yaşamak dünyaya açılabilen kollarıyla kadın nasıl da zayıf çocuk benzi atmış piyesin hiç olmayacak yerinde susmuş keder yerini alan acı bir kahkahadan başkası olamazdı efendim başka ne arzu edersiniz yaralarımız daha açık isterseniz seçebiliriz de kendi iniltilerimizi başka bir kuytu bulur yığarız kuşkusuz ben kıvrak ve bir kısrak güzelliğinde yürüyüşüne yandım yeşil eteklerine vardım daha bir yakın olunca taş altlarında saklı örümceği anımsattı gözleri
oysa bağrını açmış dizleri vardı kan içinde vurdum bir tokat, bir tokat, bir tane daha yüzümü zorla utandırdım ellerim dedim, hayır bu kadar çaresiz değildim ezan okunuyordu milyonlarca müslüman deşiyordu kendi kıyak huşusunu kelimelerle nasıl bir sessizlik anlatılabilir bunu yanlış anlamış olabilirim kirli yüzüne tuhaf hakikat yaklaştı sevinçleri uyurken kaçırmış sanattı hiç büyümeyecek cenin gözlerimiz inanmıştı kalplerimiz ah bir aklımız ellerimizi ve ayaklarımızı azat bıraksaydı
diyorlar ki taşa yakışmaz kırılmak aklımın ucundan daha fenaları geçiyor ruhumun vazgeçilmez iniltisi olur anlatamamak Allah’ım nasıl diyebilirim ki beni bundan kurtar bitmez diyerek başlanan bu kuluçka pervasız sinem akışlar yığdı alnına sürülen kına bir göğüs bombası onun altında serviler beyaz örtünür dişi bir yılan derisi yatar sesini yitirmiş bir ankanın içi yanmış vakte pusu kurar dahası
geçmeyin üzerinde kır çiçeklerinin bu hamile uykuların dağılır saçları ağzımda çağa benzer katlanabilme şarkıları güzelliği kaçıracak kadar ölü olamazdım ellerimi hangi veyl lüzumsuz bir kavgaya çağırır gücümü ölmeye bıraktım, dehşetle büyüyen çocuklara koşar özlemi yığın dudaklar tutuşur kağıt unutubilmekten korkarım, kaç insana sırtımı dönüp intihara yürüdüm adım adım ben gittim yolu uzatmaya benzemiyordu bu korku sustuğuma saydılar hatalarımı dedim gideyim bırakın, çekin ellerinizi üzerimden oysa elleri polimer karbon özentisi demirler yığınla gemiler gidenler gökten mezara ne çok susmak varsa isteyerek yağmura deldirdim yanaklarımı korkmak kabul görsün, muntazam bir his süründü durdu orta yerinde bulut okşadı göz kapaklarını
..
çağırsam gelin hep beraber anlatmaya çalışalım bir bilen dahi olmasa kendi yalnızlığını üstünkörü uykularda ölü çocuklar doğursa kadınlar bunları kendi gözlerimle görüp balkondan atlasam intihar sayılır mı, bir tokat, bir tokat daha yüzümü utandıran, evet somurtkan ağzıyla azrail öpüp alnından çekiverse ağacı tam da güneş açmış çiçekler doğmuş zaman o zaman yaslansak kokusuna ahşabın bir daha uyanmasak
bu lümpen namlunun önünde kaç balıkçının ağı boşken dolu gelir bölünmemiş masumiyetler dilenirken iyi çocuklara daha iyi çocukların hikayelerini anlatmazlar
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'pera dölü' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'pera dölü' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tebrik ederim
Başarılar dilerim
Selam ve saygılar